Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

28 Mayıs 2009 Perşembe

Sabah programlarını izlememe geleneğini bozup, bir kaç gündür Müge Anlının programına takıldım. Hay takılmaz olaydım. Yengesi tarafından öldürülüp sandıkta gizlenen üç buçuk yaşındaki çocuk. Ve yedi yaşına kadar hiç resmi olmayan, çöpten ekmek yiyen, pantolonu bile olmadığı için pijamayla dolaşan , annesi ve sevgilisi tarafından öldürülen çocuk.

O çocuk çöpten ekmek yerken, annesi bir adamla 10 lira karşılığında birlikte oldu. O çocuk buğday başakları arasında kurda kuşa yem olurken annesi gülüyordu. Yalanı hiç sevmeyen adam yalan söylüyordu. O çocuğun yedi yaşına kadar hiç resmi olmamış. Annesi ve babası tarif edip bir robot resmini bile çizdiremedi.

Hani bizim için en kutsal şey çocuklarımızdı. Her gün annesi babası ya da başka bir yakını tarafından öldürülen çocuk haberi duyuyoruz.

Bu günlerde içim öyle acıdı ki, boğazımda hep bir yumruk var.Çocuğum olsun diye dr kapılarında bekleyenler, denemedik yol bırakmayanlar, bu uğurda servet harcayanlar, diğer yanda da başlarından çocuk yağan bu caniler. Terslik nerede çözemiyorum.