Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

8 Aralık 2010 Çarşamba

Balıklı yazı

Bu sabah geç kalktım, Kızların gidişini bile zor duydum. Bu arada bana bir şeyler sormuş ben cevaplamış bile olabilirim.Gamse küçükken bir metod bulmuştu... İzin vermeyeceğimi düşündüğü şeylerin iznini ben telefonda konuşurken beni önce boğuntuya getirir sonra izni araya sıkıştırırdı... Yaşasın Annem izin verdi diye bağırırken ben ancak farkına varırdım... ne niye neye izin verdim diye peşine düşerdim...

Dün akşam Öyle Bir Geçer Zaman ki' yi izledik ailecek...bu diziden de parlak yıldızlar çıkacağından eminim... mesela Mete bundan sonra yürü gider... Berrin de öyle... Dizilerde bir şey dikkatimi çeker, her baş rol oyuncunun mutlaka bir balıkçı arkadaşı vardır. Ne zaman kafaları bulansa hemen ona koşarlar... O da zaten doğuştan filozoftur hep ikram edeceği bir kadeh rakısı , mangalda balığı hazırdır... Bknz Öyle Bir Geçer Zaman ki... Bitmeyen Şarkıda ki ; Kara gibi...Bir İstanbul Masalındaki Selim'in balıkçı arkadaşı gibi... yani ben olmayanına rastlamadım...ille de baş rol oyuncuyu bir balıkçıya yamayacaklar arkadaş.Balıkçıları bilirim çıktıkları denizler kadar bonkör ve engin gönüllüdürler ama bakalım bu yamanma işinden hoşlanıyorlar mı))









Ya balıkçılık
bonkörlük dedim de aklıma geldi...
Bi tarih Ordu'dayız... Teyzemlerde kalıyoruz... Onların evinin aşağısıda balıkçı barınağı, yan tarafı doğal plaj... denizede oradan giriyoruz zaten... neyse Kocama dedim ki- yarın seni sabahtan erken kaldıracağım ama öle böle erken değil, bildiği erken. Sabah beş buçuk altı gibi kaldırdım O'nu aşağı sahile indik merdivenlerden... Bu arkamdan hem geliyor hemde nereye nereye diyor... O saatte balıkçılar ağlarını çekerler denizden... Bizimki mest oldu manzarayı görünce ... balıklar ağlarda hop hop hopluyor... Balıkçılar hep bir ağızdan maşallah çeke çekek ağlara asılıyorlar... Neyse izledik tam ayrılırken bizi çağırıp bir torba balık verdiler... Kocam para teklif edince de ters ters baktılar:)Resimde gördüğünüz koy tamda orasıdır, teyzemlerin evininde kiremitleri görünür...Onlarında yazdan yaza gittikleri bir ev... Hani hastalığından bahsediyorum ya sık sık O' Enişteme ait bir ev... Ordu'nun hemen girişindedir burası... Şehirler arası otobüsler buradan geçerler... Eniştemle , Teyzem mayıs ayında gidip evi açarlardı... Bizim Ordu'ya geleceğimizi öğrenen eniştem yola çıkar bekler otobüsü durdururdu... burada inin diye... Bir keresinde ben inmemiştim , dayımlar bekliyor, köye kahvaltıya gideceğiz demiştim de bana küsmüştü hatta...İnseymişim keşke.

Yeliz kaç gündür balık yaza yaza canımı balık istetti zaten...En son kocası balığa çıkmıştı:))

Dizi dedik balık dedik yeter bu kadar dedik ve gittik...