Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

26 Şubat 2011 Cumartesi

Kurabiye Kraliçesi

Piekurabiye nam-ı diger kurabiye kraliçesi... Çok ilginç bir şekilde tanıştık. Leylak Dalının yazdığı bir yazının yorum altında)).Hikaye burada...Kurabiye Kraliçesi adını O'na yazar Ilgın Olut takmış. Bir anlamda tanışmamızın müsebbiplerinden( severim bu kelimeyi ben) biri de O'dur.
Gelelim bu yazının nedenine; Bizim Cancan çok yakında abi oluyor. Bizim içimiz pır pır bekliyoruz. Bakalım Cancan nasıl bir abi olacak.
Ben piekurabiyenin kurabiyelerine ayılıp bayılmakta ve bir fırsat kollamaktaydım zaten sipariş etmek için... Uras bebeğin gelişi de vesile oldu. Kurabiyeler bu gün geldiler. İçinde bin sürprizle...

Piekurabiyecim ne Cancan'ı ihmal etmiş ne bizi...Cancana en sevdiği şey olan palyaçolar bize benim en beğendiğim kurabiyeler...Benim en favori kurabiyem melek kurabiyeyi görünce çocuk gibi sevindim valla... Ayrıca hemen yememiz için kahvelik kurabiyelerde ayrı. Kurabiye paketini açar açmaz kahvelerimiz yanında ikişer tane yedik yuttuk hemen...lezzeti tarifsiz.

Bu gün evdeydim. Gamse geldi Naziş çıktı evden...Öyle bir sirkülasyon oldu. Ben bir film izledim kurabiyelerim ve kahvemin eşliğinde...Bu filmi izlemenizi öneriyorum.
Filmin adı-Kittredge;Bir Amerikan Kız...10 yaşında bir kız çocuğun gözünden Amerika ekonomik buhran anlatılmış. Yer yer komik...hüzünlü... heyecanlı.Ekonomik buhran başlayınca bu küçük kızın evi pansiyon haline getiriliyor. Kiracılar; bir dans hocası( Saba Tümer'e benziyor), bir sihirbaz,arabasının frenleri hiç tutmayan bir gezici kütüphaneci ve oğluyla birlikte gelen eski komşuları. Oğlan aynı zamanda bu küçük kızla aynı sınıfta.Kız yazı yazmaya çok meraklı her gün bir yazıyla , kasabanın gazetesinin yazı işeri müdürünün kapısına dayanıyor... Kasaba yakınında fakir düşenlerin yaşadığı ki artık onlara serseri deniyor, serseriler ormanı var. Bu filmi izlerken serserice öğrenmek garanti. Filmin cümlesi' hayat senin için ne hazırlarsa hazırlasın hazırmısın' Küçük kız filmin sonunda hazırım diyor. Ben bu soruya sanırım cevap veremezdim.
Dışarda kar yağmakla yağmamak arası gidip geliyor. Sabah dışarı çıkan Gamsegamse hemen telefonundan bu yüzümde ordan oraya zıplayan şeyler kar mı? diye yazınca ben de facebook da okuyunca pencereye koştum ki gerçekten de kar. Yalnız bu arada ne kadar teknolocik bir aile olduğumuzu, teknolocinin etinden sütünden yumurtasından ne kadar faydalandığımızı anlamanızı isterim. Biz de kocam önce bir direnir nedense.... Cep telefonları çıktığında - beni tuvallette bile bulsunlar istemiyorum gibi egzantrik bir söylem sunmuştu. Ama bir tatilde beş dakikalığına diye gittiği yerden iki saatte dönmeyince ve de bizi hiç bilmediğimiz hiç bir tanıdığımız olmayan bir yerde çaresizlik içinde meraktan ölmüş bulunca o dakka aldı koydu cebine... Şimdi cep telefonsuz evden çıkmaz...

Bu gün sanırım evdeyim. Naziş akşama kadar dinleneceğini akşamda Neslihan'la Neslihanlarda korku filmi gecesi yapacaklarını söyledi. Gamse dışarda ama dönüp evde dinleneceğini söyledi O da... Dün akşam , vakıf toplantıları vardı , toplantı çıkışıda hep birlikte sinemaya gittiler geç döndüler. Eve geldiklerinde turşu gibilerdi.Kendileri gezerler ama onlar evdeyken benim de evde olmamı isterler. Buna fırsat eşitsizliği diyoruz biz:)

E işte böle cumartesi sabahı , bu kadar
bi de şarkı vereyim gideyim buradan