Bugün, Gamse'nin programı iptal olunca, hadi aney, birlikte çıklım dedi. Birlikte Natilius'a gittik. Bir kaç mağazaya girip çıktık ama sezon tam anlamiyle başlamamış olduğundan alışveriş olayını bir kaç hafta sonraya erteledik.Ama hadi bir şeyler yiyip öyle çıkalım dedik. Ben öğle yemeğimi yememiştim saati geçmişti, hatta ara öğün saati gelmişti.İkisini birleştirebilirim dedim, Konyalı'nın önünden geçerken etli ekmeklerin cazibesine kapıldık ve etli ekmek yemeye karar verdik. O sırada Gamse; Leylak teyzesini arayıp beni fişlemekten geri kalmadı:))
Yemek bitince , oradan ayrılıp Capitol'e geçtik.Hem yeni çıkan kitaplara baktık hem de D&R a uğrayıp dergilerimizi aldık. Daha önce hiç almadığım bir edebiyat dergisi aldım. Sözcükler,şimdiye kadar gördüğüm en doygun dergi diyebilirim. İçinde onlarca yerli ve yabancı yazarlardan hikaye , şairlerden şiirler, edebi metinler var .İki ayda bir çıkıyormuş. Bu sayı John Berger'in,çağımızın kült filozof ve yazarlarından olan Ernst Ficher'e ilişkin bir yazısıyla başlıyor. Berger, akşamına Ficher'in ölümüyle biten , birlikte geçirdikleri bir günü anlatıyor.Buradan bu sayıda neler olduğunu, hangi yazarların hikayeleri olduğunu görebilirsiniz.
(ELELE ilk çıktığında henüz lisede falandım sanırım bu kadar uzun soluklu ve aynı kalitede kalabilmesine seviniyorum... Gırgır tabiki artık Oğuz Aral'ın Gırgırı değil ama benim Akbaba'dan sonra ki ilk mizah dergimdi...O yüzden yeri hala farklı)
Akşam Orduspor ve Galatasaray maçı vardı.Ordusporun 2-0 lık galibiyetine sevinmek mi? Galatasaray yenilgisine üzülmek mi? karışık duygulardı:)
Yalan Dünya tüm hızı ile başladı.Her karakteri beğeniyorum ama ille de Yırtık Zerrin... Tam günümüz politikacıları gibi her durumu lehine, çıkarına çevirebiliyor...
Şimdi dergime döneyim, iyi olsun hafta sonunuz...