Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

21 Nisan 2009 Salı

karman çorman, daldan dala, ordan burdan

Dün gözümü görümcelerimle açtım:)). Evden herkesi göndermiş , elimde çayım keyif keyif ev de dolanırken , kapı çaldı. Mutlaka kuryedir dedim. Bizim eve iki günde bir kurye gelmezsse bizim karnımız ağrır çünkü. Bir şeyler gider gelir sürekli. Ama şağıdan görümcemin sesi geldi anah dedim. Siz benim iki görümcem alışverişe çıkın sonra da bize uğramışlar. Hadi beraber kahvaltı edelim falan dedim ama yok dediler. Ben de o zaman koruya gidelimmm dedim. Çünü ben bu havalarda koruya kafayı takarım . İyiiii dediler.

Koruya gittik özendirmek gibi olmasın. Çay falan içtik sohbet ettik biraz yürüdük sonra ben pazar alış verişi yapa yapa eve geldim

Pazarın en sevdiğim zamanları. Çilek kokusundan sarhoş oluyorum sanki. Çilekler de nasıl güzel kıtır kıtır. Reçellikler daha çıkmadı. Osmanlı çileği bi çıksın , hafif pembemsi olur , müthiş kokuludur ve ufaktır. Bu son derece lüzumlu bir bilgiden sonra pazar da bir de enginar tezgahları var , sultani bezelye tezgahları var bu aya özgü. Bu ay diyorum bu aydan sonra ikisi de kılçıklanıyor . Enginar yine neyse de sultani bezelye bu aydan sonra üstüne altın versen yenmez dedim nokta. Bu bezelyeyi bizim Ordu , bi güze kılçıklarını bıçakla yandan yanadan keserek temizler, haşlar , suyunu sıkar, mır unu ve bir yumurta ile harmanlar yanmaz tavada alt üst börek gibi kızartır. Anam o ne lezzet. şimdi Ordu da , ben denizden gelsem ,teyzemler bana ikindi çayının yanına bunu yapmış olsalar, balkonda dala bata yesem oyyyy daha çok var temmuza. Ammaaaa haşlanıp dondurucuya stoklandılar bile naberrrrr.

Pazardan minicik ıspanaklar aldım. Köylü pazarından. Beykoz köylülerinin tezgah kurduğu bir sokak var. Orada Beykoz Ormanının börtü böcek neyi varsa satıyorlar. Kestanesinden , böğürtlenine, otuna , orman meyvelerine hele bi koca yemiş var ben bayılırım ona. İşte o köylülerden aldım ıspanağı. Onlar da akıllı tüm pazarda bir liraya olan şey orada beş lira niyeee çünküme çünküt organikmiş, doğalmış hehehehe. O ıspanağı ben bi güzel yıkadım doğradım , bol soğanla zeytinyağda biraz soteledim çokta öldürmedim. Attım dolaba, üstüne sarımsaklı yoğurt koyup yicez( yiyeceğiz) bu akşam.

Pazardan gelmiş ıspanakları halletmişken de , Meralcim uğradı.Görümcemin kızı olur kendisi. Sevisten bizim kapıda inmiş , Naziş de gelmişti. Onlar sohbet ederken ben hemen hamburger ekmeklerini ikiye ayırdım üstüne kavurduğum ıspanaktan koydum birer çorba kaşığı , onun üstüne de bir dilim kaşar yallah fırına. Bunun üstüne birer parça da közlenmiş kırmızı biber koyarsanız daha güzel olur ama yoktu . Yani çaktırmadan iki de tarif vermiş oldum bu arada. Artık uygularmısınız ayol onlarda ne mi dersiniz keyfiniz bilir. Ben gittim çünkü