Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Haziran 2009 Salı

Fethi Paşa Korusuna bloglama dalış:))) ve Ordu'dan gelen kahve keyfi











Gün hakkında ne desem az, nasıl güzel başladı ve devam etti, resimler anlatıyor her şeyi. Günün en sevindirici özelliği Ece de katıldı bize arkadaşı Serpil'le. Evet biz blog ahalisi Zeya, Nalan, Ebru ve Ece ve de fasulyeden blogcu Zuz, blog camiasının yakından tanıdığı Cancan, Cancan dan torpilli Berfu ve Marmaristen gelip bize katılan Serpil Hanım ile şahanemi şahane bir kahvaltı yaptık. Benim meşhur korum da.Çam Ağaçları ve eşşsiz Boğaz manzarası karşısında yedik içtik güldük konuştuk. Pek keyifliydi pek.

Kahvaltı sırasında tüm terası işgal ettik , bizi gören başka yerlere gitti :)). Sabahın dokuzbuçuğunda başlayan kahvaltı öğlen yarımda sona erdi. Zuz işe gitmekten vaz geçti, Ben Cancanla oynayacağım sen işe git dedi Berfu'ya.
Hadi bir kahve içelim biz de de öyle git dedim ben de . Eve geldik Apartman girişinde koca bir zarf karşıladı bizi. Ordu'lu blogcu arkadaşım Nazpek hem doğum günümü kutlayan zarif bir kart yazmış, hem de eşşiz Ordu manzarası resmi göndermiş. Ama ne yalan söyleyeyim en hoşuma gideni de Ordu Kahvesi oldu. Zaten O da özlemişsinizdir Ordu Kahvesini , yazmış. Ordu da kahve ağaçları falan yok tabi. Ama tarihi bir kahvecimiz var ,çarşı içinde. Gidersin kahveni orada çektirir, alırsın. İçimi bildiğimiz kahvelerden biraz daha yumşaktır.Bunun sanıyorum kahvenin çıkış yeri ile ve kavrulma şekliyle ilgisi var. Ama her Ordu'dan misafir geldiğinde bu aaa bu kahve ne kadar acı muhabbetini yaşarız. Eve, kahve içmeye gelip de kapıda bizi bu sürprizin karşılaması muhteşem oldu. Kaymaklı ekmek kadayifi oldu. SAna canı gönülden teşekkürlerimizi gönderiyoruz Sevgili Nazpek. Temmuzda balkonunda ki kahve hakkımı saklı tutarak:)).


Eve geldik kahveleri içtik, çilek reçeli yaptık , sonra çayımızı demledik, akşamdam buzluğa yapıp, attığım mozaik pastayı da çıkardık. E daha ne olsun her gün böyle olsun.