Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

15 Haziran 2009 Pazartesi

Anadolu Hisarında pazar günü


Anadolu Hisarı İstanbul'da en sevdiğim semtlerden biridir. Üstteki resimde eski halini görüyorsunuz. Alttaki resim ise yeni hali. Anadolu Hisarı biraz olsun korunmuş bir semt. Bozulma çok az.



Berfu yani Cancan'ın Annesi ile doğum günlerimiz bir gün arayla. Eşi pazar günü çalıştığı için onlarda kutlamalrını benimle aynı akşam yaptılar. Ben pazar günü yani dün kutlamak için arayınca hadi bir şeyler yapalım dedi. Bne de hemen hadi Anadolu Hisarı'na dedim. Önce acaba boğaz trafiği nasıldır falan dedik ama ilkinci köprü yolunu kullanınca bu problemi çözdük.

İstanbul için sıcak bir gündü ama orası uçuyordu. Hatta bakın bu resimde ben dalgaların sıçrattığı sudan kaçıyorum. Gamsegamse anında yakalamış.




Cancan artık büyüdü , salıncakta tek başına oturabiliyor. Hatta kalkmıyor:)))

Güneşi hiç sevmedi, güneşli yerlere gidince suratı böyle turşu sattı Can Bey'in.


Kocaları pazar günü çalışan kadınlar dayanışması.Hatta tekrar bir pasta merasimi bile yaptık.

Kısacası güzel bir gün oldu. Eve geldiğimiz de anladım ne kadar yorulduğumuzu. Erken yatarım dedim ama heyhattt saat dört olmuştu ben cöm cöm bakıyordum hala. Biraz okudum, salona gidip Türkmax de Oyun adlı bir program izledim. Dokuz köylü kadını tiyatroya merak sarıyorlar, ve bir oyun hazırlıyorlar. Belgeseldi, geçen yıl haberlerini de okumuştum ahtta gazetelerde. Sabah da hortladım erkenden yine. Kocamı işe gitti ben kendime yeşil çay ve tost yaptım. Maillerime baktım, Nalan'la sıkı bir mail tarafiği yaptık:)). Gazete okudum.
Bu gün de pazarımız . Durum vaziyetleri bundan ibaret. Hadi gittim ben, iyi bir hafta olsun hepimize