Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

16 Eylül 2012 Pazar

pazar pazar


Pazar sabahına patates mücveri kokusuyla uyandık. Evin her santimetre karesine sinmiş, yayılmıştı...Sen yapmadıysan kim demeyin sölemem sonra nazar değiyo adamceyize:))Gamze biraz şekilsiz buldu ama tadı süperdi.

Kahvaltıdan sonra, yürüyüş yapalım, Beylerbeyi'ne gidelim, Kuzguncuk'da kahve içelim, Adile Sultan Kasrına gidelim gibi türlü fikirler atıldı ortaya ama sonunda kızlar arkadaşlarıyla Kanyon'a biz de karı koca Kadıköy'e gittik.Kadıköy'de bira, midye, kokoreç gibi nerede muzur şey varsa ona daldık.Çarşıda dolaştık, kitapçılara girdik çıktık. İhsan Oktay Anar'ın ''Yedinci Gün''ünü aldım.Fenerbahçe maçı dolayısıyla yer gök inliyordu, tüm Kadıköy sarı lacivertti..Maç, günlerden pazar oluşu ve yarın okulalrın açılıyor oluşu nedeniyle sanki tüm İstanbullular Kadıköy'e toplaşmıştı...( Balıkçılar çarşısından eskicilere doğru çıkınca , sokak ortasında bu görüntü karşıladı bizi)

Akşamı Seyhan Teras Cafe'de sonlandırıp eve geldik. Uçuyordu zaten maşallah, çok rüzgarlıydı...

Bu akşam tv de izleyecek bir şey bulamadım, kitap okuma akşamı yaptım kendime...''Lizbon'a Gece Treni'' tam da dişime göre bir kitap...Zorlayan metinler var içinde ve bayılıyorum, dönüp yeniden okuyorum.

''Bizim sorunumuz hayatımıza kuşbakışı bakamamamızdan'' ...bu cümle kitaptan alıntılama...çok hoşuma gitti...

Şimdi gidip okumaya devam edeyim...