Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

31 Aralık 2008 Çarşamba

Soğuk hava mı? yağmur ya da kar mı? bizi durduramaz hiç bir şey :))

Dün gece için çok önceden kararlaştırdığımız program, buz gibi bir havaya rağmen hiç aksamadan gerçekleşti. Çok güzel bir gece oldu. Nalan ( Desertwind), nurdanacar, zeya ve ebrucukla Zuz da toplandık. Tabii Gamsegamse de vardı. Naziş ne olur ne olmaz dönemezsiniz diye gelmedi.

Bizim hamsili pilav fırındayken , oooo kokuya bak diye önce Nalan ve Nurdan geldi, arkasından Ebru ve Zeya da gelince ekip tamamlandı. Bizim mutfaktaki işimiz tamamlanana kadar mutfağa doluşup sohbete başladık.



Sonra kahkahalar arasında hediye faslı yaptık. Hediye almak da vermek de acaip güzel bir duygu. Hediyelerimin hepsine bayıldım. Resim de ben yokum mutfaktayım, benim olduğum resimler Gamsenin makinesinde , akşama okul dönüşü ancak ekleyebileceğim. Nalan resim ama koymuş ben yokum her seferinde mutfakta orda burdaymışım,Hamsili pilav resimini de ondan aldım zaten:)). Gece nasıl başladı nasıl o saatlere geldi farkına bile varamadık. Bu kaçıncı buluşmamız artık sayısını unuttuk. İlk zamanlar resim çekeceğimiz zaman zeya makineyi otomatiğe alır, son hızla üstümüze atlardı, hatta zeyanın rüzgarından Ebru'nun saçları havaya kalkmış bir resmi var. Şimdi benim kızlarında katılımıyla daha büyük bir grup olduk.

Ah gecenin en ilginç anını anlatmalıyım. Herkes birbirine hediyesini verdi açıyoruz, o sırada Zeya aaaa Vedat'ın hediyesi gelmiş sana dedi Zuz a döndük o da şaşkın şaşkın elindeki hediyeye bakıyor. Nurdan da o sırada herhalde aralarında bir esprileri var, ondan bunu almış diye düşünmekteymiş.

Unutmadan söyliyeyim hamsili pilavın hakkını da vermiştim yani:))
Dünün kayda değer ilginç bir olayıda Gamse ile Zuz'un eve giderken , Gamse'nin telefonu çaldı, cebinden çıkarırken , telefon elinden zıpladı ve o kadar kuru yer varken yolun kenarındaki küçücük su birikintisine daldı.Kurutttuk makine ile falan ama çalışmadı. Olan benim telefona oldu tabi))))

Gece Zeya eve bıraktı bizi, önce Ebruyu bıraktık kısa bir Anadolu yakası turu attık bu arada. Eve girdiğimiz de saat bir buçuktu. Hediyelerimi yaydım yatağın üstüne kocama tek tek gösterdim, o uyurken ben ona geceyi anlattım ninni gibi, sonra bi baktım Naziş ayakta ne oldu dedim, ne, ne oldu anne , okula gidiyorum dedi. Meğer sabah olmuş...


Yılın bu son gününde yeni yıl beklentilerimi de yazayım dedim

Bu yıl daha çok gezmek daha çok okumak istiyorum,
Naziş çok istediği lisans üstüne artık vakit ayırsın istiyorum,
Gamsegamse okulunu bitirip istediği gibi bir yerde işe başlasın istiyorum, dil terapistliği konusunda yine düşünsün istiyorum,
kocam yeniden resim yaptığı günlere dönsün istiyorum,
Zuz yeni taşındıkları iş yerinde daha mutlu olsun, daha kazançlı işlere imza atsın istiyorum,
Kocamla o çok istediğimiz tren yolculuğuna çıkalım istiyorum,
Ege kıyısında bir ev istiyorum, alt katı kahvaltı salonu olsun,

Cancan bana ben de seni seviyorum desin istiyorum, bize gelmek için annesini taciz etsin istiyorum..
bu yazdıklarımda önem sırası yoktur. Hepsi de birinci derecede öneme haizdir:))

Mutlu sağlıklı yıllar , hep sevdiklerinizle. Tüm dilekleriniz gönlünüzce olsun...