Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Çakmak çakmaya kına yakmaya geldik :)

LBiz bugünlerde tatlı koşturmalar içindeyiz çok şükür...Böylece uzun ve soğuk geçen bir kışın da etkilerini atıyoruz üstümüzden yavaş yavaş...
Dün gece görümcemin torunu Gizem'in kına gecesini yaptık-Bambi Garden- de... Bir araya gelince yine çok feci eğlendik :)
Şimdiki kına gecelerini organizasyon şirketleri yaptığı için bize sadece oyuna katılmak kalıyor"biz yedik içtik,oynadık, ellerimize kınalar yaktırdık ...bolca eğlendik ve çok keyifli bir geceden çok mutlu ayrıldık...


Artık kınalar modern, ilk kına yaptıran bendim, benden sonrakilerin eline tavus kuşu bile çizildi...yani her zaman ilk olmak iyi bişi değil. :)



Bı sabah baş ağrılı ve yorgun uyandım tabiki neyseki komşum kahveye geldi de onunla sohbet ederken kendime geldim...

Bugünlerde sabahları yaptığım film izlemelerimi yapamadığımın farkındasınızdır...ne oldu bilmiyorum halbuki kayıtlı bir sürü filmim var...Ama şükür ki kitap okumalarımla ilgili bir sorun yok...bu arada size daha önce sözzünü ettiğim; Human Form- Gerçek ikinci kitap Human Form-Güven/Aslı Levent ile devam ediyor...bir sabah uyandığınızda insan değil bir denek olduğunuzu öğrenseniz ne yapardınız demişti Aslı Levent ikinci kitap "Güven" de ise "Güven,ihaneti unutmaz" diyerek bambaşka solıksuz bir maceranın içine sokuyor bizi...hiç düşmeyen tempo ve tertemiz anlatımıyla bambaşka bir okuma deneyimi sunmuş bize...


Şimdi okuduğum kitap ise; Keşke Kendimle Karşılaşmasaydım/ Herta Müller...2009 Nobel Edebiyatı Ödülü almış...Faşizmin gölgesinde bir kadın her sabah tramvaya biner ve sorgulanmaya gider...her sabah aç karnına cevi yerse sorgu daha kısa geçer ve kolay olur gibi totemler yapıyor kendine...yolculık boyunca kendiyle konuşuyor..Erik rakısının etiketindeki yanak yanağa duran erik resmini kendi düğün fotoğrafına benzetiyor...kısaca bu kitabı iyi ki okudum bana da Lale'nin Bahçesi tavsiye etmişti diyebileceğiniz bir kitap...Sabahları Philip Wesley dinleyerek okuyorum...



Hadi gideyim şimdi...okursanız bi selam edin anacım...yoksa bu ara acaba blogu askıya mı alsam diye şünmeye başladım...Sanırın artık başka sosyal platformlar zamanımızı çokça alıyor ve bloglar ihmal ediliyor gibi...

Bugün "mayıs yedisi" ...Karadeniz'in Hıdırellezi...Hızır ve İlyas Peygamberletin su kenarında buluştuğu gün...çocukluğumun en güzel renklerinden biri...günler öncesinden heyecanı sarar,acaba yağlı direk yarışını kim kazanacak...bu çok enteresan bir yarıştır...teknenin direği yağlanır ve sahilden izleyenlerin  görebileceği bir yere demir atar...gençler tırmanmaya başlarlar.ama kolay değildir pıt pıt  denize düşerler...ama biri mutlka en tepeye çıkmayı başarır...
Bugün dilekler dilenir denize atılır,yedi dalgadan geçilir...akşam da fener alayımile gün sona erer...
Şimdi yeni moda havayi fişek gösterileri de yapılıyor...

Hadi bugün siz de fırsattan yararlanın bi deneyin bakalım...Dİleklerinizi bir kağıda yazıp demize, herhangi bir suya atın...

İşte fotoğraflarda da ne kadarrrrr geleneklere göreneklere bağlı biri olduğumu görüyorsunuz ...foto önceki yıldan...

Gelenekleri anlatan blog yazım da aşağıdaki linkte...

http://laleninbahcesi.blogspot.com.tr/2009/05/bu-gun-20-mays-anneanemin-deyimiyle.html
Kalın sağlıcakla