Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

18 Kasım 2008 Salı

DÜNDEN BUGÜNE ve de bir de benden ISSIZ ADAM

İstanbul yağmurlu bir güne uyandı bu sabah gibi şairane bir cümle ile açıyorum yazımı )).Naziş akşamdan - anne yarın çok yağmur yağacakmış , dedi. Bizim evin meteoroloji bildirimlerini kocam yapar. Yarın hava şu kadar derece düşecek sıkı giyinin, yarın yağmur yağacak şemsiye alın. Yarın hava çok sıcak gündüz saati dışarlarda olmayın gibi .... Beş günlük hava raporu alır çünkü sürekli. Halbuki sabah kalkarsın pencereden kafayı uzatırsın, aa yağmur yağıyor der şemsiyeni alırsın, ya da ayyyy çok soğuk yav , kalın kazak giyim dersin. Şemsiye dedim de, Gamsenin şemşiye diyen bir öğretmeni vardı o şemşiye dedikçe bizimki kalkar örtmenim şemsiye dermiş sürekli. Bunu bana anlatan da öğretmeni valla. Biz sürekli okuduğunuz gibi konuşun okuduğunuz gibi konuşun diyerek çocukların beynine işlemişiz. İyiki benim yazdıklarımı okuyarak konuşacakları günler değilmiş )))

Tamam bu girizgahtan sonra gelelim düne. İlmiyeme erken gel demiştim. Hatta iki gün önce arayıp-pazartesi erkenden bende ol dedim sinemaya gitcez dedim de, hangi filme diye bile sormamıştı. Neyse İlmiyem saat 11 gibi ben de oldu. Birlikte çay içip çıktık. İstikamet Kadıköy. Kadıköy de de bir tek Rex de oynuyormuş Issız Adam. Şu İstanbulda sorsalar bana en sevmediğin sinema salonu hangisi diye kesinlikle Rex derim. Keşke Natiliusa a gitseydik dedim ama oranın da trafiğine gıcık olurum. Film tam bir Çağan Irmak filmiydi. Anlatılan hiç lafı dolandırılmadan anlatılmış. Mekanlar çok güzel, ille de çalınan şarkılar ille de çalınan şarkılar. Bir de üstüne filmin geçtiği sokaklar hep bildik yerler olunca , Çukurcuma , Galata , istiklal , tadına doyulmadı. Mesaj ; çok güzel , hiç sorunsuz gibi görünen bir şey de bir gün ansızın bitebilir. Valla doğru demiş. Aynen de öyle oluyor. Ha! bir de her erkek yemek yapmayı bilmeli, hiç olmazssa çok iyi yaptığı ona özel bir yemek olmalı. Yemek yapmak bir erkeğe bu kadar mı yakışır yav. Zaten baş rol oyuncusu Cemal Hünal'ın greçek hayatta da bir restoran sahibi olması ilgi çekici. Rol onu düşünerek yazılmış olabilir. Belki de o yüzden bu kadar yakışmıştı rolüne. Çok ağlayan olmuş film de . Halbuki çok sulu zırtlak bir kadınımdır ama ağlamadım. Karnım biraz acıkmıştı ondan olabilir heheheheh ya da sinema çok soğuktu ondandır. Yakında tasarrufun şeyi çıkmassa iyidir. Benim sıcakla aram hiç iyi değilidir ama yazlık sinemalarda donma hikayelerim de mevcuttur. Burhaniye Ören de, yazlık sinema haline getirilmiş amfitheatre da Ağustos ortasında buz tuttuk sanmıştık .

Sinema çıkışı hemen yemeğe gittik. Yemek yyiyeceğimiz yere giderken ben biraz eski kitapçıları dolaşmak istedim. Çok güzel kitaplar çıkabiliyor bazen oralardan. Ama bir adamı az kala dövecektim. Dua etsin bir aşk filminden çıkmıştım çok naiftim. Adamdan fırsat bulup kitap seçemedim hep önümde hep burnumun dibinde eli çaprazlama bakacağım kitapların üstünde bir de zırt zırt çalan telefonum , ev halkı sıraya geçmişti. Neyse yok bu gün olmayacak bu iş dedim, seçtiğim kitaplarıda bıraktım çıktık.

İlmiyemle bi güzel karnımız doyurduk ve Haldun Taner'in önünde ayrıldık. Bizim evin dolaylarına gelmiştim ki aklıma pazar geldi, hemen daldım alacaklarımı aldım. Neredyse toplanmak üzereydi zaten. Evden içeri girdim bi 10 dk yattım , yorulmuşum. Sonra hadi bi pasta attırayınm akşam çayının yanına dedim. Uyduruk kaydırık hiç ölçüsüz bir şey yaptım ve tadı aynen browni gibi oldu. Tarifini aşağıda vericemm.Sonrası yemek, tv, sohbet muhabbet, biraz okuma tumba yatak.
Bir bakmışım sabah olmuş. Ev halkını evden at. Sonra kendime yeniden taze çay demle. Kafam yerine gelince de evi hala yola koy işte özet bu. Birazdan da yavaş yavaş mesajlarım gelmeye başlar- aneee vapurdayım açımm, - anne servisteyim açımm.


uyduruk browni.
3 Yumurta , bir buçuk bardak şeker, herhangi bir marka bir paket çikolatalı sos, un, yarımbardak vişne reçeli, iki kaşık kakao, kabartma tozu, yarım su bardağı sıvı yağ, bir su bardağı süt.
yumurta ve şekeri çırptım, bir su bardağı light süt( ev de o vardı) ve yarım bardak sıvı yağ ile çırpmaya devam ettim. sonra vişne reçeli, kakao ve çikolatalı sosu döktüm( sos pişirilmeden toz halinde) bunlarla da biraz çırptım en son un ve kabartma tozunu ilave ettim, kalıba döktüm. Çıkarırken biraz yapışmıştı , onu da hindistan cevizi ile kamufle ettim.