Bu gün benim kişisel bakım günümdü. Saçlarım kısaldı ve azcık daha kızıl atıldı... Kuaförümde 20 yıldır aynı kuaför olunca neredeyse sazlı sözlü bir sohbet ortamı oldu.
Benim İzmir' de ki kuzenleri ve Zuz'u akşam kar konusunda o kadar özendirdim ki dün bu gün İzmir ve Ayvalık'a kar yağmış.Zuz bahçesinin resmini göndermiş.
Annem tepsi tepsi karlar taşırdı içeriye koca koca siniler koyardı önümüze kardan adam yapardık.Kar belimize kadar çıkardı o zamanlar ve uzak mahallelere kılavuzlar götürürdü arkadaşlarımızı. Hala aklıma o gelir. Nerelerden gelirlerdi ki kılavuzlarla giderlerdi eve. Eninde sonunda Ordu'nun merkezinde bir okuldu.Bak bu konuda acaip doluyum, bi kılavuz peşine takılamadım, tüm kışlarım onları kıskanmakla geçti. Benim gibi çantanı ters çevir üstüne otur, kay yokuştan aşağı evin önünde dur.Bir de ocakta kaynayan süt kokusu ve ertesi sabah kahvaltıya konan üstüne şeker serpilmiş kaymak var aklımda... Yaşlanıyormuyum ne zaten gözümün kenarında gördüğüm kaz ayakları beni benden etti... Bu neee diye bağırmışım. Gülmekten öldüler. Gülerler tabi , kaz, ayağının izini benim göz kenarına bırakmış.
Bu ara kızlar evde olduğu için kitap okuma ve film izleme etkinlikleri yavaşladı... Ama pazartesiden itibaren tam gaz devam ediyoruz. Rus Kışı^n da biraz daha ilerleyeyim hakkında konuşuruz. Hatta karar verdik Leylak Dalıcım ile eş zamanlı okuyacağız.Bakalım farklı gözlerden nasış yorumlayacağız. Çifte kavrulmuş leblebi ya da üfff çifte kavrulmuş lokum (bayılırım) kıvamında olabilir.
Ben şimdi gideyim azcık, çay kahve bir şey içeyim...Kızların uzun zamandır sesi çıkmıyor ne yapıyorlar bakayım. Naziş bir Kadıköy yaptı geldi. Gamse'nin de salsa gecesi. Biz belki yine onu karşılama ayağına mahallenin kafesine çöreklenir çay içeriz. Bir akşam beni izlemeye gelin diyor. Bir akşam gideriz ama o akşam bu akşam değil:)