Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

8 Şubat 2010 Pazartesi

Koğuuuuuş KALK!

Sabah saat 05.30 itibariyle ayaktayız. Dün gece saat kaç da yatmış olmanın bir önemi yok. Gece yarısı uykunun bir yerinde zırt diye uyanmış bir daha uyuyamamış olmanın bir anlamıda yok. Ailecek uyandık, giyinildi kuşanıldı ve yavrular yuvadan uçuruldu... Hayırlı olsun vatana millete ikinci dönem eğitim öğretim yılı...

Gece birden bire uyandım. Sanki saatlerdir uyumuş, uykumu almış gibi... Biraz döndüm döneledim ıııııh. Tv açtım. Tam o sırada bir film başlıyordu baktım... hah dedim baka baka uyurum...filmi sonuna kadar izledim :))) Neyseki güzel bir filmdi. Demir Perde Ülkelerinden ABD ye kaçış filmleri modası vardı bir zamanlar. Pek iş yapardı. Eh Demir Perde de ülkeleri de yerle yeksan olunca bu moda da demode oldu tabi. Filmin adı;Amerikan Rapsodisisi(Baskıcı macar rejiminden kaçarken kızlarını (suzanne) feda eden bir çiftin öyküsünü anlatır. Suzanne daha sonra köylü bir çift tarafından evlat edinilir. 6 yıl sonra anne ve baba kızlarını amerikaya geri götürü ancak suzanne 15 yaşına geldiğinde Macaristana dönerek gerçek kimliğini bulmaya çalışır.)

Şimdi kahvemi aldım, bir tane de portakallı pop kek :) aldım yanına. Ama bu keyif uzun sürmeyecek... Eve nereden başlasam diyorum... banyodan mı, mutfakdan mı? seç beğen al...