Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

14 Kasım 2009 Cumartesi

ateş hattında

39.5 lara geldim gittim geldim gittim. Yüzüm dudağım gözümün akı aynı renkti. Bu ne gribiydi bilinemedi ama sanırım gidiyor artık. İnsan içine karışmaya bu gün itibarıyle başladım. İlk kez birlikte masaya oturduk, kahvaltı yaptık. Çok iyi bakıldım, nazlandım ama bir daha hastalanırsan otele gidip yatıcam. Her uykuya daldığımda ya telefon çaldı ya biri nasılsın dedi, ya da bir şey istermisin diye sordu. Neyse geçti, gidiyordur inşallah.

Dört gün boyunca yataktan çıkamadım ama keyifte yapamadım. Çünkü her bir hücremle, damarımla, damarımda akan kanla yeniden yeniden tanıştım.

Dün akşam Gamsegamse bana geçmiş olsun hediyesi getirdi . Son günlerin flaş kitabı KAYIP GÜL. Yarıladım bile. Bitireyim üzerinde konuşuruz.İddiası çok büyük,Türklerin Küçük Prensi ve Martı'sı olmaya oynuyor.
Şimdilik bu kadar yeter, fonda çalan şarkı Duman'dan ''Ah' '_tabi bizim ev de çalıyor:)))_