Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Bayram Hatıraları

Bayram bayram dedik geçti gitti...Bol ziyaretçili bol gezmeli tozmalı bir bayram geçirdik.Ramazandan sonra ilk birlikte kahvaltımızı yaptık.Simitli mimitli...Ay kavuştum simitime:))
İlk günümüze damgasını Cancan ve Uras vurdu...Ciciannenin misafirleri gelir, evi dağıtmayalım demediler. Biri sehpanın üstünde göbek attı diğer faaliyet yapıcam diye örtüleri serip sulu boya çalışmaları yaptı:))

Birinci günün akşamı hadi hem akşam yemeğini dışarda yiyelim dedik ama Beşiktaş'ın da sezonun ilk lig maçı vardı. Kadıköy'e gittik ki maç izlenebilecek yerler tıklım tıklım dolu... Neyse güzel, açık havada bir yer bulduk. E' ama biz 90 dk boyunca hatır için bile olsa o gürültüyü tantanayı çekemeyceğimize karar verince koca takımdaşlarıyla takılsın yesin içsin, kızsın , bağırsın , tezahüratını gönlünce yapsın dedik ve biz yani kızlar ve ben önce Mercan'a gittik, ramazan boyunca özlediğimiz tatları azar azar tattık. Midye tavadır kokoreçtir.


Hatta bir porsiyon midye tavayı paylaştık. Çeyrek kokoreç yedik çünkü planda Çiya'ya da uğramak vardı. Gamsegamse içli köfte yemeden durur mu?)) diğer yöresel lezzetlerin tadına bakmadan olur mu?... Bu arada sürekli kocanın yanından geçiyoruz, maç hakkında konuşuyoruz :)) Yeme içme faslından sonra biraz da Alkım'a uğradık. Kitaplara baktık, Kahve Dünyasında dondurma molası verdik, derken maç bitti... Hadi hep beraber bir de kahve içip öyle eve dönelim dedik ve Türk Kahvecilerinin olduğu sokağın yolunu tuttuk. Kahvelerimizi de içip evimize döndük.

İkinci gün... Hem kocamın hem Gamsegamse'nin ayrı ayrı önceden yapılmış programları vardı.Önce birlikte Görümceme bayram ziyaretine gittik. Sonra dağıldık... Biz, Naziş ile takıldık. Ver elini Taksim dedik. Öğle yemeğimizi Bambi'de bir şeyler atıştırarak halletik, sonrada benim kuzen tayfası ile buluştuk. Yine çok güldük, çok konuştuk... Gülden beni ben Gülden'i yine çok kızdırdık, çok güldürdük ve akşam sekiz gibi evimize döndük. Ne kadar yorulduğumu eve gelince anladım. İstanbul bayramda biraz olsun tenhalaşmıştı ama geri kalan insanlar Üsküdar iskele meydanına mı? dolmuştu anacım biz anlamadık. İnsan seli içinde yüzdük resmen...E vapura bindik vapur da bomboştu o insanlar o meydan da ne döneleyip duruyorlardı Allahını seven bilen söylesin yav...

Üçüncü gün, karı koca Göksu'ya Kayınvalidem'in kabrini ziyarete gittik. Dularımızı ettik, biraz kabire bakım yaptık.İnsan oralara gidince , ne garip hissediyor kendini, mesela ölüm bana o kadar korkunç gelmiyor...

Göksu'dan Anadolu Hisarı'na geçtik. Sabancı Öğretmen Evinde, Gamsegamse, Naziş, Görümcemcim ve Mehmet ile buluştuk.Rumeli Hisarına , İkinci Boğaz köprüsüne baka baka, karşı kıyılara dala dala yedik içtik. Ben o kadar acıkmıştım ki, onlar gelene kadar yemeğimi yedim. Diyetime de yeniden başladığım için balık siparişi vermiştim sonra kocamın altında ateşi ile birlikte gelen saç kavurması önümde fıkır fıkır kaynadıkça, buram buram tüttükçe içim gitti ve takdir edersiniz ki biraz ekmek bandım:))Millet gelince de herkese ille saç kavurma yiyin diye baskı yaptım:))Ordu+ramazan= 2kg... Ama önümüzde ki ilk 15 günde bunu telafi edeceğimden kuşkunuz olmasın. Enseyi karartmanın bi manası yok...

Bugün artık evde yalnızım herkesler işlerine gitti. Biraz önce bir film izledim.Adı; Tanryla Sohbet... Kitabını belki okuyanlar vardır. Kocaman ansiklopedi gibi bir kitaptı. Bu da filmi... Herkes ne düşünür bilmiyorum ama kitabını okumak bana zevk vermemişti... Kişisel gelişimden hoşlanmadığımı artık cümle alem biliyor ama film güzeldi... ''Ye Sev Dua Et'' de mesela kitabını hiç sevmemiş ama filmine bayılmıştım. Filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.Hatta bir iki alıntı yapayım belki ilginizi çeker.
Dünyevi başarılarınla hiç ilgilenmiyorum.Hayatını kazanman senin için endişe olmamalı... Gerçek efendiler hayatını kazanmak yerine onu yaşamayı seçerler...
Durma gerçekten ne istiyorsan onu yap, başka bir şey yapma...Zamanın çok sınırlı...yapmak istemediğin şeyleri yaparak zaman kaybetmeyi nasıl düşünebilirsin.Bu yaşamak değildir, bu ölümdür.

Kendin için bir bolluk yaratmak istiyorsan bunu başkaları için yarat..