Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Hayatın Tuzu



Gece hiç uyumadım , sabah kalktım biraz kitap okumaya çalıştım , kafam bir araya gelmedi. Sonra bir film izleyeyim dedim... Mutlaka bulup izleyin...Filmin adı Hayatın Tuzu... Hayatın hep tadı olamaz , bir de tuzu vardır... nasıl acısı varsa...3.Bursa İpek Yolu Film Festivalinde jüri özel ödülünü almış. Çok kahramanlı çok hikayeli bir film...

Gurur hayatın tuzudur, ama bu tuzu fazla kaçırmamak gerekir... Hayatın tuzu filminden aklımda kalan...Film Bitlis'de çekilmiş...
Eniştem mecburi hizmetini Bitliste yaparken, ne uzak ne masalsı gelirdi bize Bitlis. Hediye getirdiği ipeklerden , kadifelerden olsa gerek... Bu filmde Bitlis sokaklarında ben Eniştemden de iz aradım...

Bir resmi bile olmadan 12 yaşında ölen bir kız vardı filmde... ona benzeyen başka bir kızın resmini bulup büyütüp dedesine verenler ...kahvehaneler de gazetelerden okudukları haberleri ezberden okuyan; bölgedeki eski seyyar haberciler...Çalıştığı Bitlis Sigara Fabrikasında , üretilen sigara paketlerinin içine mesajlar koyan -tam beş yıl boyunca- sonrada akıl sağlığı bozulup sokaklara düşen adam...Beş yıldır bu mesajları kendine dert eden müdür... cami hocası olan oğlunun okuduğu ezendan sinirli mi, neşeli mi, endişeli mi olduğunu anlayan, evdeki herkesin birbirinden hesap sormasını yasaklayan anne...devletin dağıttığı doğum kontrol haplarını çiçeklerinin toprağına gömerek,kışın bile çiçeklerini akıl almaz biçimde coşturup çiçeklendiren kadınlar....Mezbahadan kaçan danayı, bulmayı kendine gurur meselesi yapan devlet...Türkücü olmak isterken camiye hoca olan , bu yüzden de rüyalarında elinde mikrofonla minareden ezan yerine türkü okuyan hoca...Başrolde kim var derseniz, baş rolde dana var.Sonunda ne oldu derseniz valla biş olmadı olduysa da ben anlamamışımdır. Ama her sahnede bir şey vardı zaten o yeter, her şeyinde sonu olması gerekmez...

not: bu gün Facebookda Sinem'in koyduğu video da -Şerif İzgören'in mücadele ruhunu anlattığı bir videoydu- söylediği son söz vardı - Bedava peynir bir tek fare kapanında bulunur diye... öyle güzel bir sözdü ki, buraya kaydolsun istedim.

Teşekkürler Sinem.
Bu arada, Sinem'le biz henüz tanışmadık. Benim çocukluk, ve basketboldan takım arkadaşım Nurgül'ün kızı. Antalya'da oturuyor. Henüz yeni evli bir bankacı , yanlış hatırlamıyorsam. Yazılarımı da takip ediyor üstelik... Resimlerini gördükçe kendi genç kız hallerimi görüyorum. Çünkü karşımda gencecik bir Nurgül var. İnsan annesine bu kadar mı benzer...