İlk önce Üsküdar'a inip, Eminönü motoruna binip Eminönüne geçtik... İstikametimiz benim İstanbul Eats de okuyup merak ettiğim Kocamın da haberlerde görüp merak ettiği , Fatih Bozdoğan Kemeri altındaki Kadınlar Pazarıydı.
Bizim yemek yediğimiz yer ; İstanbul Eats'in tavsiye ettiği '' Siirt Şeref Büryan Kebap Salonu''...Üç katlı kocaman bir yer. Tüm duvarlarında , basında kendileri hakkında çıkan yazılar var. Burası hemen Bozdoğan Kemerinin altında... yediğim en güzel Büryan'dı ama poriyon çok ufaktı ama perde pilav isterseniz iki kişi ortaya alın. Garsonumuzun tavsiye ettiği içli köfte iyiydi fakat daha önce yediğim hiç bir içli köfteye benzemiyordu.Mumbar dolması da güzeldi.Bol köpüklü ayranlar bakır taslarda içinde minik kepçelerle servis ediliyor. yemekten sonra hemen Seylan çayı ikram ediliyor.
Yemekten sonra , ben ne zamandır Zeyrek Zeyrek diyordum... Zeyrek' e yürüdük. Tüm sokkalarına girdik çıktık. Eski evleri restorasyon çalışması burada da var...Zeyrek çok filme , diziye doğal plato olmuş bir semt. resim çeke çeke dolaşırken , Koca kişisi hadi buradan Haliç'e inelim dedi. Sora sora Bağdat bulunur hesabı Haliç'e indik. İner inmez ben ilk Cafe'ye çöndüm.Közde Türk kahvesi içtik. Kahvenin yanında ikram edilen naneli lokum pek anlamsızdı, kahvenin tadını aldı götürdü...
Sonra hadi buralara kadar geldik bir de Eyüp Sultan ziyareti yapalım dedik. Neyse çok kalabalık değildi. Bir aya kalmaz orası sünnet çocuklarıyla dolar.Ziyaretimizi yaptık , dualarımızı da ettik ve Haliç vapruna binip , o iskele senin bu iskele senin zik zak çize çize Üsküdar'a geldik.
Evim..evim ...güzel evim