Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

8 Ekim 2007 Pazartesi

HALİÇ VAPURU YANDAN ÇARKLI


Dün akşam Oya nın yemek davetine nihayet gidebildik. Gidebildik diyorum. Daha ramazanın üçüncü dördüncü günü falandı. Tatilden döndük eve girdik, telefon çaldı. Oya yemeğe çağırıyordu. Çok yorgunuz dedik . Ondan sonraki günlerde de programlarımız çatiştı falan. Ama dün çok isabetli bir gün oldu. Hava misler gibiydi.
Bizim işci sınıfı yani kocam ve Nazlı gelemedi. Nazlı defter yazacağım dedi, kocam da çok yoğundu. Nazlıya babana yemeğimizin yanına pilav yap dedim. Zuz ve Gamze ile Üsküdar’da buluşmak üzere evden çıktım. Randevuya gecikmelerini falan atlıyorum . Haliç vapuruna bindik. Eskiden boğazda çalışan dilenci vapurları vardı .Ziz zaklar çizerek her iki yakadaki iskelelere de uğrardı. Bu vapurda aynı onlar gibi , Haliç boyunca karşılıklı tüm iskelelere uğruyor. Zik zak çiziyor devamlı. Karaköy, Eminönü, Kasımpaşa, Fener, Balat, Hasköy Ayvansaray, Sütlüce, ve en son Eyüp. Aslında tam 14 iskele var ama yolcu azlığından bazıları kapalı. O kAdar keyifli bir yolculuk oldu ki anlatamam, dışarıda oturduk. Bizim Zuz elinde Deniz Yolları kitapçığı şimdi şu iskeleye geliyoruz diye bize bilgilendirdi eksik olmasın.Yol tam bir saat sürüyor.
Eyüp de inince, buraya kadar gelmişken Eyüp Sultan ziyareti de yapalım dedik. İnanılmaz kalabalıktı. Yer gök insan kalabalığıydı.Sonra bir taksiye binip Bayrampaşa ya gittik. Oyam bizi balkonda bekliyordu. Çok güzel yemekler yapmıştı. Sadece salata çeşitlerini saysam şaşarsınız. Zaten yol boyu vapurda o bizi arıyor neredesinzi diye biz ona soruyoruz ne yemek yaptın diye. Yedik içtik. Sonra kocası yani Kadir hadi parka gidelim dedi. İçimden ne parkı dedim ama sonra parkı görünce sırf o parka için bile Bayrampaşaya yerleşebileceğimi düşündüm. He he bilirsiniz bu parkı canım. Adı Adapark. Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaparken attan düştüğü parkmış. İçinde onlarca kafesi, canlı müzik yapan yerleri, restoranları, konser alanları, kır düğünü yapmak için alanlar. Yürüyüş parkurları kocaman ,içinde aklınıza gelebilecek her şeyin olduğu lunapark, göletler , hayvanat bahcesi, alış veriş ve yiyecek stantları , basketbol voleybol sahaları, tenis kortları , halı sahalar var. İçinde faytonla ve minyatür bir trenle dolaşabiliyorsunuz. Bir yerde oturduk hem Fenerbahçe maçını izledik hem bir şeyler içtik. Türklerde ki nargile tutkusu iyice depreşmiş anladığım kadarıyla. Kadını erkeği herkes nargile tüttürüyordu.





Gece eve çok geç döndük. Kadirle Oya bizi eve bıraktılar. Zeyaaaa sahura yumurtalı ekmek kızarttım, kulaklarını çınlattım.
(yumurtalı ekmekler kekevinden)http://www.kekevi.com/aperatifler.html