Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

23 Ekim 2009 Cuma

Oy benim Nazlı Kızım


Bir Nazlı Kız büyüdü bizim ev de. Hiç acele etmedi, dünyaya gelirken dr un tahmininden 10 gün sonra doğdu. Emin oldu adımlarından. Böylece bastığı yere de hep emin adımlarla sımsıkı bastı. Kimi seviyorsun en çok diyenlere, ilk olarak kandimi ) dedi, kendimi demek isteyerek. Ta o zamandan bildi, her şey kendini sevmekle başlar. Misafirliğe gittiğinde , kendine oyuncak getiren arkadaşlarına, istersen vermeyebilirsin dedi, çünkü; sen bize geldiğinde , ben sana oyuncaklarımı vermem. Böylece seçme şansı verdi onlara. Kitaplar en büyük tutkularından oldu. Bir kitabı , annesine belki 50 kez üst üste okutup ezberledi, sonra onu açıp okuyarak insanları aa okuma biliyor diyerek şaşkınlıktan küçük dillerini yutturdu.( 3 yaşında) . İlk kez, Vua gel( Zuhal gel) dedi. Anne, baba ya da mama demesi beklenirken.Vua’yı bir sevdi, bir daha bir kez bile bırakmadı. Onsuz nefes almadı. O bir yere gidince hastalandı, ateşlendi. Bu yüzden Zuz’un tatilleri aile içinde sorunlara yol açtı. Baba gitmese olmuyor mu? dedi. E söz konusu olan kendi kızıydı. Anneanne , çiğ börek yapmayı bilmediği için anneyi suçladı, o olmadığı zaman Nazlı ,çiğ börek istese ne olacaktı.Erkek kardeşi olan arkadaşına , bak Özge , yaptın yaramazlığı yaptın yaramazlığı , buldun cezanı, erkek kardeşin oldu dedi. Kendisi çok uslu olduğu için))) kız kardeşi olmuştu çünkü. Ta o zamandan bildi kadın ne kadar önemlidir. Kardeşi doğduğunda, balkona çıkıp- annem doğurduuuu, annem doğurduuu diye cümle aleme ilan etti. Çünkü ta o zamandan bildi kardeş ne kadar önemli bir şeydir, insan yaşamında.

O Nazlı kız büyüdü , koca bir öğretmen oldu, belki oyuncaklarını kimseyle paylaşmadı ama öğrencilerine paylaşmanın güzelliğini , sorumluluğu öğretiyor şimdi. Annesiyle ortak kitaplar okuyup, siyasi tartışmalar yapıyor. İsterse bilgisayara takla bile attırabiliyor, öğrencilik yıllarında bilgisayar teknolojileri bilimi öğrencisi arkadaşlarıyla ev arkadaşı olduğu için. Etnik kültüre çok ilgi duyar, meslek yaşamında hep azınlık okullarında çalışması ve hemen her milletten arkadaş grubuna sahip olması nedeniyle.Her yaşadığı ortam Ona yeni bir şey kattı . Asıl zenginliğinde bu olduğunu kavradı. Üniversite bitip geldiğinde , giderken bıçağın ne tarafı kesiyor diye sordu , geldiğinde annesine bir sürü yemek öğretti.

Ben bir tek belgesel izlerim diyenlere ya evet öyledir diye güleriz ya, onun bir canlı örneğidir. . Her genç kız gibi çiçek böcek, kedi , kuş, balık gibi hayvanlardan hoşlanması beklenirken, o annesini yerinden zıp zıp zıplatan hayvanlara sahip olmayı ve bir gün onları eve getirmeyi düşler.


Yarın, Nazlı’nın doğum günü, benim dileğim her annenin dileği. İyi ki doğdun Nazlı , iyi ki benim kızımsın, başkalarının kızı olsaydın inan onları çok kıskanırdım.

Nice sağlıklı mutlu yaşlara tüm sevdiklerinle…