Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

3 Ocak 2013 Perşembe

Ver coşkuyu ver coşkuyu

Bizim evde yeni yılın ilk günlerinde de yeni yıl coşkusu devam etti...


Dünün ilk güzelliği Macera Kitabım(Özlem) den geldi... Bu şirin fincanlarla, Viyana seyehatinden payıma düşen çikolatalarla günün güzel olacağının müjdecisi gibiydi...



Günün programı ,günler öncesinden programlanmış,ajandaya notu  düşülmüştü... İsviçre'den yeni yıl tatiline gelen Asis(Butterfly)ile  Kız Kuleli bir gün yaptık. Evren de bizden yanaydı,tüm güzelliğini sundu bize... ''Filizler Köfte''de yemeğimizi yedik...Kahvemizi terasında içtik. Çayımızı Salacak Güzelleştirme Derneğinin bahçesinde içtik,sahilde yürüyüş yaptık resimler çektik... Gülnuş Sultan Camiini gezdik, avlusunda dolaştık ki bu avludan size sık sık resim göstermiştim  Akşam olunca, hava serinleyince  de hadi  günü tatlı noktalayalım dedik, Mado'ya gittik. O sıra da Gamse aradı ve  benim pastama yetişti, üstündeki kestane de dahil olmak üzere yarısını götürdü... Asis ile kaynaştı hem de öyle bir kaynaştı ki, özel portakallı çikolata siparişi bile verdi hey Allamm ya....Çaylarımızı içtik, tatlılarımı yedik , sohbetimizi ettik derken veda vakti geldi... Asis'i  uğurladık eve döndük, evin köşesinde ki Çingene çiçekçimizden fulyalar aldık... Kucağımızda İsviçre'den bize özel gelen tatlar, ayrı ayrı güzellikler ve miss gibi kokularla girdik.






Akşam dizimiz Hürrem'di:) Bence o dizinin adı Hürrem... Diziydi çaydı, kitap okumaydı derken hoop sızmışım... Kitabım '' Tavan Arasıındaki Buda''...78 .sayfadayım ve  çok beğenerek okuyorum...




Kitabın elmas hali."
Guardian

"Kocalarımızı ilk gördüğümüzde onları kesinlikle tanıyamayacağımızı bilmiyorduk. Bize gönderilen fotoğrafların yirmi yıl önce çekildiğini bilmiyorduk. Bize yazılan mektupların kocalarımız değil, mesleği yalan söyleyip gönülleri fethetmek olan, güzel el yazılı kişiler tarafından yazıldığını bilmiyorduk. Suyun ötesinden isimlerimizle bize seslenildiğini ilk duyduğumuzda birimizin eliyle gözlerini kapatıp arkasını döneceğini ama diğerlerimizin başlarımızı öne eğip kimonolarımızın eteğini düzelterek sakin ve ılık güne adım atacağını bilmiyorduk. Burası Amerika, diyecektik kendimize, endişelenmeye gerek yok. Ve yanılmış olacaktık."

Natıonal Book Award 2011 Finalisti
Pen / Faulkner 2012 En İyi Roman Ödülü
"Yılın En İyi Kitabı" Vogue, Boston Globe




Gelelim bugüne... Bugünün aksiyonu temizlikti, ama ne temizlik... Yer yerinden oynadı, çamaşırlar yıkandı, asıldı, kurutuldu, kaldırıldı,  nohutlu bulgur pilavı ve taze fasulye pişti...Çay ,kahve molaları atlanmadı:)) ve akşam oldu çok şükür. Şimdi günün en rahat saatleri, herkes gelmiş, karnı doymuş ve kendi  uğraşına çekilmiş ama bana bir çay verseler iyi olacak.

Ha bugünün güzelliklerini söylemedik... İlk güzellikler Nazpek ve Sittirella'dan gelen yeni yıl kartlarıydı... Kızlar çok teşekkür ederim. Pek keyiflendim, kartları görünce, okuyunca... Yeni yıl hepimizin tam da istediği gibi bir yıl olsun...

İkinci güzellikle Naziş ve Gamsegamse'nin Annelerine yeni yıl hediyeleri arasına kitap sokulmazssa bir eksiklik olacağını düşünmüşler  ama D&R ve Yurtiçi Kargonun yılbaşı yoğunluğuna takılınca  geç kaldı ama iyi oldu... Her güne bir hediye daha güzel oldu:)...



Bir güzellikte şu kitapçıda dolaşırken, kitaplara bakarken  içinde benim de yazım var diye keyiflendiğin ''İmza: Kızın''a  rastlamak...




Bunlar da bizim mahallenin kedileri... Pek mesuttur bizim kediler, asla aç ya da susuz kalmazlar... Bu kediler, burada bekliyorlar,birazdan pencre açılacak ve mamaları verilecek...






Haydi yeter bu kadar yav, giidp bir çay alayım,kimseden fayda yok...