Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Aralık 2010 Cumartesi

cumartesi panayırı



Ben sabah kaaar diye bağırdığımda Kızlar karın içine dalmışlardı bile ... Aynı anda Kocam da bana sürpriz yapmaya geliyormuş...nasıl gördün hemen dedi, perdeler bile henüz açılmamışken... Tıp tıp cama vura vura beni izlediğim filmden koparmıştı ben de kalkıp bakmıştım çünkü:)))

Kızların gidişinden iki saat kadar falan sonra Biz de yani Cancan ve Annesi ile birlikte yola çıktık..Kızların okulunda “Weihnachtsbasar / Yeni Yıl Panayırı vardı... Okulun olduğu yere yakınlaşırken bir kar fırtınası ile karşılaştık... Cancan kaa kaa oynayacam , inelim diye avaz avaz bağırmaya başladı... Cancan bu otoban motoban dinler mi? koltuğumu arkadan tekmeleye tekmeleye bi hal oldu... Güzel güzel alışverişler yaptık, Naziş ve Gamsegamse'nin öğrencileri ve velileriyle, öğretmen arkadaşlarıyla tanıştık... İltifatlar aldık...övgüler duyduk...Gururlandık... .yedik içtik...özellikle sıcak şarap ve yanında ikram edilen kurabiyeler çok güzeldi... Tombalada en karlı benim çıktığım söylendi:)) Cancan Ablalarının görevli olduğu atölyelerdeki etkinlik çalışmalarına katıldı... Bütün kurabiye statntlarından birer kurabiye aldı bize arkasından boncukla ödeme yapmak kaldı... Girişte boncuk satın alıyorsunuz , sonra artık para geçmiyor... bu ne kadar diye soruyorsunuz üç boncuk diyorlar mesela... yine mesela ben 5 boncuğa cam üstüne , taş işlemeli bir çay takımı aldım... pek bi oryantal bişi... böle görümcelerim filan geldiğinde çıkarırım artık:)) Elde edilen kazanç aynı semtteki; kardeş okula olduğu gibi aktarılıyor...

Eve gelirken yine kar boran bizim tarafa geldik ki kar sadece atıştırıyor ama kuvvetli bir rüzgar vardı... Eve girer girmez ilk iş çayı koyduk...

Bu arada sabah bir film izledim çoktandır cd ktusundan el edip duruyordu ... Çok hoş bir kapağı var daha bu sabah dikaktimi çekti..Resimde gördüğünüz ağaç da filmde baş rol oyuncusu...

.

Bryce ve Julie ikinci sınıfta tanışmıştır. Küçük Juli, Bryce’ın hayatına girmesi ile ilk aşkını da tatmış olur. Ancak durum Bryce için aynı değildir. Kızlardan korkan, utangaç ve sıkılgan Bryce, her ne kadar Juli’yi kaybetmek istemese de, kızın ısrarı ve “hayır” cevabını kabul etmemesi canını sıkmaktadır.
Aradan geçen altı yıl boyunca Juli ve Bryce için işler daha da zorlaşır. Karşı evlerde oturan ve aynı okula devam eden Juli ve Bryce artık ergenlik çağına girmişlerdir. Zaman zaman birbirlerinden uzaklaşsalar da, aralarında hala bir bağ vardır.