Dün gece annemin çeyizime koyduğu kadife yorgana sarınınca , işte sadece sarınınca kısmını hatırlıyorum. O nasıl bir uykuydu...Gözümü açtığımda saat 10.30 du...Yazıyla on buçuk. Kadifesi ben küçükken Suriye'den mi ne gelmiş.Annem onu bizim Fındıkzade de ki evin karşısındaki yorgancıya diktirmişti. Yün, üstüne de bir sıra pamuk serdirdim diye anlatırdı... E ben oturup yorgan kaplayamayacağıma, kocamda yatılı okuldan beri nevresimden nefret ettiğini söylediği için, ilikli düğmeli olarak hazırlandı ve bu yorgan kaplarının kenarlarına her yorganın kendi renginde piko yapıldı... Şimdi benim kızlar bu yorganlara tarihi eser diyorlar:))Ya , yorgan demişken, geçen yıl buradan Amerikan Yorganı adlı filmi bulamadım da bulamadım diye tırım tırım ettim. Sonunda Zuz bu filmi bana buldu buldurdu. Ama ben hala izlemedim iyi mi?.Bu gün izlesem diyorum zeytinyağlı yaprak dolma sararken iyi gider...
Dünkü yazıma gelen yorum da , adsız bir okuyucu ( keşke adınızı yazsanız) şeftali reçelini nasıl

yaptığımı sormuş.Ben tüm reçellerimi aynı metotla yaparım aslında...İki kilo şeftaliyi soyup , dilimledim... Üstüne iki kilo şeker koydum , tencerenin ağzını kapattım.. Sulanınca , önce biraz yüksek ateşte sonra kısıkta pişirdim. Reçelin üstü göz göz olunca ya da meyveler dağılıp yumuşayınca pişmiş oluyor ama ara ara kontrol ettim. Mesela bir tabağa aldım hafif soğumasını bekledim. Bir kaşığın tersiyle ya da parmağımla ortasından bir çizgi çektim. Çizgi hemen birleşmezse reçel olmuştur. Limon tuzu attım bir çay kaığı kadar ve iki dk sonra kapatım.Soğumadan kavanozlara koydum ağzını kapattım ki konserve gibi dayanıklı olsunlar.Az şekerli reçel sevenler için bu birebir ölçü iyi geliyor. Daha kıvamlı olmasını isteyenler bire bir buçuk ölçü kullanırlar.Ha bir de ayva ve şeftali reçeli pişirirken içine bir iki tane çekirdeğinden atarım. Bir zamanlar bir yerde okumuştum. Sanırım rengini güzelleştiriyormuş...
Çok güzel bir sonbahar havası var dışarda , kaçırmamalıyım...Güzergah belli değil, evden bir çıkalım...Ama denize doğru olacağı kesinnn...