Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

6 Mart 2010 Cumartesi

Cumartesi Cumartesi


Çok güzel geçen bir haftayı , güzel bir hafta sonu ile de damgaladım. Anılarıma bu haftayı mıhladım...

Bu gün Bendeniz cennet kuşu, Zeya ve Peren Kadıköy^'de buluştuk. Ama ne buluşma huuuu. Bir kere bu gün Kadıköy'de miting varmış, bizim haberimiz yok. Bindiğim araba nerelere çıktı , nerelere indi bilmiyorum , sonunda Natilius'un önünde buldum kendimi. Bu arada Zeya ile sürekli konuşup yol durumu veriyoruz birbirimize. Ama bir aydır mailleşiyoruz, Peren'in telefonunu almamışız. Ben tarfikten boşalmış yolrda tam yolun ortasından yürüye yürüye buluşma yerimize gittim. Bu arada kortej de arkamdan bağıra çağıra gelmekte. Zılgıt çekenler mi dersiniz ne ne ararsanız var. Dedim ki eğer ben kortejden önce varırsam meydana, yırttık. Neyse öyle oldu. Buluşma yerine önce ben vardım, sonra Peren misler gibi kokan sümbülleriyle geldi. Daha önce hiç görüşmemiştik ama o karşıdan Lale Abla diye seslendi:))) Zeya'yı da yoldan alıp, Masal Evine konuşlandık. Yanıbaşımızdaki uyuyan kedi, rahat koltuklar, ambians güzeldi ama donduk resmen. Ama yinede iki saate yakın oturmuşuzdur. O ara benim gözlerim gürül gürül yanan bir soba aradı. Masal Evinde baktık buz tutup masallara konu olacağız , karnımızda acıkmıştı, yemek yemek için Çiya'ya geçtik. Bu arada yağmur yağdı da yağdı... Yağmurun elleri hep üstümüzdeydi...


Yöresel yemek konusunda Çiya Restoranı her zaman öneririm. Ben hiç yemediğim bir yemeği tatma fırsatı buldum. Bozbaş; ızgara kestaneli, mürdüm erikli, sarı kök denilen hiç bilmedğim bir otlu, patatesli ve kuzu etli bir yemek. Denemenizi öneririm.


Yemek sonrası da Alkım içindeki Kahve Dünyasına gittik. Hem kahve sohbeti yaptık hem kitaplara bakma fırsatı bulduk. İlk kez kitap almadan çıktım:))) Yağan yağmura rağmen inadına çok güzel, keyifli bir gün oldu. Peren'i yeni tanıdık ama sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissettim. O'nu tanımış olmak , iyi ki de blog açmışım dedirten nedenlerden biri daha oldu. ..

5 yorum:

  1. Hımf, fena halde imrendim, hem buluşmanıza, hem Çiya'da yemek yemenize. Çiya'yı çok severim, ne güzel yöresel yemekler vardır orda mis mis:))
    Darısı başıma diyor ve iyi geceler diliyorum...

    YanıtlaSil
  2. Laleeeee kürkçü dükkanına döndüm ama ben hala İstanbul düşündeyim ;) çoook öpüyorum canım.

    YanıtlaSil
  3. Lale ablaaaaaaaaa
    bende nerde görsem derim...
    ne güzel bir yolculuk bu blog işi,..hep akılda kalan ve hep özlenen..kocaman sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Lale Ablacım, sümbülleri koymuşsunuz:) Çok hoşuma gitti! Mailde yazdım zaten, benim de kitabımla yaka iğnem yatağımın başında...binlerce teşekkür tekrar...

    YanıtlaSil
  5. LAle abla senin korteje karışıp yürümene taksi şöförü bile güldü :):):)

    herşeye rağmen iyi ki buluştuk muhteşem bir gündü

    kısa zamanda görüşürüzzz

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))