Apartmanın bitmez tükenmez tak tuk sesleri ile uyandım. Komşularım nazik olup, gürültüden önce gürültü olacağını ve kusura bakmamızı rica etmeselerdi sanki bir arıza çıkarırdım gibime geliyo. Ama ne uzun süren bir tadilattı ayol, neredeyse bir ay oldu.
Gözlerimiz aydın, kulaklarımız Manisa, bu bayat espri tee çocukluk yıllarımdan kalma ama ne yapayım ki ne zaman birine gözünüz aydın desem içimden devamı gelir. Her neyse ekranlarda başlayan dizi fırtınasından söz edecektim. Ayy ben dizi izlemem , hep belgesel izlerim diyen ama magazinin göbeeene göbeene dalanlardam değilim evelallah. Her has Türk kadını gibi paşa paşa oturup izlediğim diziler var. Belgeseli bi tek İZ de izlerim. O National Geographic de ki her an orasından burasından o uzun hayvan çıkan belgeselleri yanımda biri olmadan izlemem ki, tamam tamam gitti aç gözünü desin:)).
Dönelim dizilere , tam bir dizi bombardımanı altındayız arkadaşlar.Baretlerinizi giyin. Benim geçen yıldan devam eden Elveda Rumelim ve Yol Arkadaşım var zati. Ah bi de yaz dizim var Düğün Şarkıcısı. Erkan Can'a bayılıyorum orada. Dün akşam da bizim kuşağın ilk dizilerinden Aşk-ı Memnu başladı. Müjde Ar' ı Allahın izniyle bize bağışlayan dizi. İlk bölümünü sahurda izledik, tabi tekrarını. Tekrar izlemenin şöle bir faydası oldu, hiç reklam girmedi hehehehe.Eskiden böyle dertlerimiz yoktu. Programdan önce bitmez tükenmez bir reklam kuşağı olurdu; tek kanal döneminde, hatta biz kardeşlerimle reklam bilmece falan oynardık. Sonra oturur tek parça her ne izleyeceksek izlerdik. Arada bir Necefli Maşrapa girerdi araya o kadar. Sonra yıllardan bir yıl günlerden bir gün ama yine siyah beyaz ve tek kanal döneminde birden filmin en heyecanlı yerinde film kesildi Aymar Yağlarının reklamı girdi araya. Ne oluyoruz, film bitti mi falan derken reklam bitti kaldığı yerden devam etti film. Meğer o akşam kabus başlamış da haberimiz yokmuş. O dur budur o marka yağ bizim evden içeri giremez)). Tek kanal döneminden aklımda kalan bir program da, keçenin teri. Hiç konuşma yok, . Üç yağız adam ellerin de keçeye çevrilcek bir şey. Üstlerinde de şu yağlı güreşcilerin giydiği kispete benzer bi don. Vura vura keçeye dönüştürüyorlar ellerindekini. . Ay şimdi bile gözümün önüne geldi 30 sene olmuştur valla. Şimdi size tuhaf gelecek ama , geçen yıl tatilde, tam Tavşan Adasına çıkacağız, bir adam elinde koca bir ahtapot taşlara vura vura yumşatmaya çalışıyor. Öyle yumşatılırmış ahtapot. Hemen benim aklıma keçenin teri geldi. Şimdi bana keçe deseniz ahtapot, ahtapot deseniz keçe derim.
Keçe, bilinen en eski yaygı biçimidir. Doğa koşullarına karşı korunma amaçlı da kullanılır. Yapımına gelince, dünyada sadece Şanlıurfa da, Türk hamamlarında, ustaları tarafından çıplak bedenlerle dövülüp, terle pişirilerek üretilmektedir.Keçenin Teri belgeseli üç keçe ustasının hayatlarından kesitler verirken, yörenin geleneklerine ilişkin örnekleri de belgeler.
Ertuğrul Karslıoğlunun 1988 yılında hazırladığı bir belgesel.1989 yılında .Urfa'da ata mesleği keçecilik olan ustaların hikayesinin anlatıldığı belgeselin müziği ve ustaların kan ter içinde,hamamda keçeye şekil vermek için göğüsleri ile vurma sahneleri unutulmaz.Bu belgesel ileriki yıllardada ,yurt içinde ve yurt dışında ödüller kazandı.
Sanırım son zamanlarda yazdığım en tırlak yazı olmuştur. Beynime su gitmiyor ya ondandır belki.Ama komiğime giden bir şeyi daha söyliyeyim gideyim. Google aramalarında Üsküdar Nüfus yazan biri soluğu benim sayfada almış, zavallı. Neye uğradığını şaşırmıştır. Bir yazımda Üsküdar Nüfus dairesine gittiğimden söz etmişdim de. Biri de şeftali ağacı nasıl diklir yazmış. Az kala googleye mektup yazacakmış , her neyse benim tırlak yazılarımdan birine gelmiş. Bahçeye diktiğim şeftali ağacını anlattığım. İnşalah benim tavsiyeme göre dikmemiştir. Merak eden tıklasın okusun
Hadi gittim ben, iyi bir hafta sonu olsun
kankiiii!!!
YanıtlaSilyine senin özel yazılarından olmuş bu yazı :))
Oruç kafaya vurmuş hali...
Canım senin için tarifi ekledim,
dizi furyası başladı,
ben de aşk-ı memnuya baktım akşam vakit bulduğumca,
bir de bu yıl varmsın yokmusuna
takıldım
insanların şanssızlığı veya şanslılığına
resmen kumar bu iş
dünkü kız 200 ytl alıp gitti 4 milyar kazanabilecekken
pazara da arkadaşa davetteyim
ayıp olur mu acaba fotoğraf makinası ile gitsem??
Allah'ım dizi izleyecek ve spor yapacak zaman istiyorum; ama işimi de istiyorum, çocuğumu da istiyorum, gün 30 saat olsun istiyorum. Benimki oruç değil, koşturmacanın başa vurması. Şu keçe ve ahtapot bağlantısında kısmında koptum Lale Abla. İyi haftasonları ve kocaman öpücükler :)
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilLalecim,
YanıtlaSilnerden girip nerden çıktın
ve de konuyu çok güzel bağladın birbirlerine
sunay akın yazısı okudum sandım
senin yazını okurken...
serde karadenizli olmak var tabii
ahtapotu benim oğlan
zıpkınla avlamıştı da
güç bela temizleyip
salatasını yapmıştım .
çok lezzetli olmuştu...
bayılmıştı herkes..
hala var dondurucuda bi tane...
yapsam mı acaba...
iyi hafta sonları
dilerim..
Sen hep oruç tut hatun.Hoş biz senin oruçsuz halini de biliyoruz ya:))
YanıtlaSilŞu ahtapot meselesi bizim ailede bir yara. Yıllar evvel Bebek vurmuştu bi tane.Arkadaşımız da taşlara vuruyordu aynen öyle.Bizim büyük kız dellendiydi sahilde.İki gözü iki çeşme..Onlar cinayet işliyor sen öööle seyrediyorsun(bana)diye. Akşama yenecek ahtapot hiçbirimizin boğazından geçmemişti.
Bi de ben dizilerin başlamasına sevindim mi desem bilemedim.Bir başlayınca hep seyretmem gerekiyor da.Belgesellere(!)sıra kalmıyor..
Ben uyuyorum TV başında yaa..en sevdiğim filimler bile hep ilk reklâmdan sonra kayıp....
Sevgiler canım
Tırlak değil ya çok güzel. Elveda Rumeliyi bizde seyrediyoruz, aşkı memnu yu kaçırmışız bak izlemek isterim. keçe ve ahtapotu kimse senin gibi bağlayamaz Lale Abla.
YanıtlaSilapartmanda tadilat yapanlara iyi davranalım davranmayanları uyaralım lütfen :):) Hem de tadilat ne kadar uzun sürerse sürsün :):):)
YanıtlaSilLale abla ben onlardan biriyim. Bitmiyor valla :):)
Dizileri bende seviyorum.Her sezon bi tane belli yorum kendime onu takip ediyorum.Bu sezon uc tane var , farkli zamanlarda takip ediyorum.Bi tanesi yo arkadsim, bi tanesi , Oya basarin anneli dizisi, bi tanesi de yalanci romantik , ha bi de komedi dukkani var.(Ay bayagi bi dizi etti!)Dizileri ben yemek yeme zamanlari ya da kafa bosaltma zamanlari olarak kullaniyorum:))
YanıtlaSilsüpersin yaa,Allah iyiliğini versin,beni şu yorgun halimde bile güldürdün ya...
YanıtlaSilBizim kızların ikisi de başladı okula,onun için ben sabahın taa köründe kalkıp,çocukları yataktan,kahvaltı sofrasına sürüyüp,kızım dur bi hareket etme bağırışları arasında"ayyy anne acıdııı"sızlanışları eşliğinde kızların saçlarını yapıp,kendim,taranıp atıyorum hepimizi servise:))
bi de şu bitmek tükenmek bilmeyen alışveriş listesi var,hadi bakalım o eksik,yok bu istediğimiz boya değil gibilerinden tatlı telaşlar ve oruç eşliğinde geçiyor günlerim,biraz izin ver abla kızlarımın resimleri eşleğende uzun uzun anlatırım yaptıklarımı iyi bak o zaman kadar kendine
kızınca dahada kırmızı oluyor şu lale ablamız nalan dedim bende
YanıtlaSiloda bi demli çay veririz bişeyciği kalmaz dedi....
:)
selami
YanıtlaSilyazıların ne güzel
ellerin dert görmesin,eh bugün davet yoktu evdeydik oğluşumla,ben evi seviyorum yavv.
sevgiler.
hamdiyefiliz
kahkahalar eşliğinde yazıyorum bu bir,
YanıtlaSilaşk-ı memnu dizisini akşam ilk seansta izledim ,orda da reklam vermediler :))))
biz de inanamadık tabi,reklamsız nasıl olur ,bir de dizi günümüze uygun ama isimler nuh nebi isimleri ya kızlarıma anlatıcam diye göbeğim çatladı:)))
beşir,behlül,bihter,peyker.....
Tak tuklara Allah sabir versin :)
YanıtlaSilbende arasira internetten takip ediyorum dizileri.
Turkiyedeyken nefret ederdim reklamlardan arada ozluyorum.Gelince tatile hususi reklamlari izlemistim ev halki arkamda delirdi herhalde diye fisildasiyordu :)))))
Ahtapot ve kece mi???
:))))