En son cuma günü , yazı yayınlamışım, nedense elim gitmedi bi coşamadım, kaç kez niyetlendiysem yazamadım.Yazmadım ama bizim evde hayat durmadı tabi.
Cumartesi günü karı koca, bir Tophane yaptık, sonra yokuş yukarı vurup Çukurcuma'da dolandık.Kuzen Güllü(Gülden) ve onun kocası Coşkun ile bir kahve sohbeti yaptık, bir sergi gezdik en sonunda da çoktandır, önünden geçerken mis gibi kokularını duyduğumuz ama her seferinde de karnımızın tokluğuna rastlayan köftecide karnımızı doyurup, Üsküdar'a vasıl olduk.
( yazmalar ve oyaların dili sergisi) Sergiyi gezerken elimde , iki sergi açacak kadar malzeme olduğunu farkettim:)
Üsküdar'a geçip de balık pazarına uğramadan olur mu? olmaz tabi, biz de öyle yaptık. Bir kaç derya kuzusu palamut aldım ve dondurucuya koydum. Balıkçı, içini temizlemeyin dedi ama öylesi içime sinmedi benim.İnternette biraz araştırma yaptım, hepsinde de temizlenmesi ve diriliğini kaybetmemesi için hafif tuzlanması gerektiğini yazıyordu.Aynen öyle yaptım ve tek tek paketledim. Bize iki büyük palamut kafi geliyor. Zaten, Naziş ağzına bile sürmez.
Cumartesi ve pazar akşamları Gamsegamse puzzle yaptı...Babasıyla masanın başına oturup parçaları birleştirmeye başladılar. Saat yapıyorlardı. Önce kenarlarını yaptılar, sonra ellerinde bir kenar parça kaldı. Tutturdular, bu fazla konmuş. Ben kalktım , gittim ve oturur oturmaz parçayı yerine koydum:) Evet sadece bir parça takmış olabilirim ama en önemli parçaydı o da:)
Pazaar gününü evde geçirdik... Naziş, sen kıymalı poğçayı sadece teyzem için mi? yapıyordun, o gitti gideli hiç yapmadın deyince , mecburen kalktım, yaptım. Gamse'de çekirdekli, küçük, kahavaltılık ekmekler yaptı , çok güzel oldu valla...Bugün okula da götürdü , arkadaşları da çok beğenmişler.
Bugün pazarımız vardı...Kışlıklarda, altın vuruşu mürüdüm eriği marmelatı ile yaptım ve artık son noktayı da koydum. Hem evin genel temizliği, hem akşam yemeği hem marmelat yapınca yuhhh dedim artık bu vapur iskeleye yanaşsın...Böyle günlerde, eve her gelene , akşama kadar yaptığım işleri saymak en hoşuma giden şeydir, onlarınsa haftalık kabusu:))Onu da yaptım, bunu da yaptım. Akşam asla elimi bir şeye sürmem, çay yapın , masayı toplayın gibi direktifleri arkaları sıra yetiştiririm.
Mürdüm eriği marmelatının nasıl yapıldığını Işıl sormuştu sanırım, hem onun için hem de başka yapacaklar için kendi tarifimi vereyim.
Ben 2,5 kg erikten yaptım. Erikler çok tatlıydı o yüzden 2,5 kg eriğe, 1,5 kg şeker koydum. Çekirdeklerini çıkardım, şekerini de üstüne koydum, çok kısık ateşte sulanmasını ve eriklerin yumşamasını bekledim. Erikler, yumşayınca el blendırı ile püre haline getirdim. Reçel kıvamına gelene kadar pişirdim ve bir limonun suyunu ilave ettim, o kadar. Rengi ve kıvamı çok güzel oldu. Bunu marmelat olrak tüketebileceğimiz gibi, muhallebilerin üstünde ve Chesecake üstünde kullanacağım. Frambuaz kadar yakışacağından eminim...
Kitap hala Paris'teki Eş... Bu aralar erken uykum geliyor ve gündüzleri pek okuma fırsatı bulamıyorum. Şu anda olduğum bölümde, Ernest Hemingway, Türkiye'ye gazete muhabiri olarak gönderildi, çalıştığı gazete tarafından...İzmir'in işgali sırasında çıkan büyük bir yangını izlemeye geldi...Kitabı beğenerek okuduğumu söylemiştim sanırım. Dilinin akıcılığı ve bir biyografi oluşu çok hoşuma gidiyor.
Haydi gideyim artık...
Eline sağlık canım. Mutlu günlerde tükensin hepsi :)
YanıtlaSilSizin şu mutfak hallerinize bayılıyorum, yemek yapmayı sevmeyen biri olaraktan çok özeniyorum ama yemek yemeye :)
YanıtlaSilLalecim günaydın canımmmm
YanıtlaSilellerine sağlık bende deneyeceğim afiyetle yemek allah nasip etsinnn
bu ev hallerinize bayılıyorum ya benimde oğlanlar bi büyüse..
bu arada puzzele çok hoşuma gitti nerden aldınız lalecim
sevgiler
O kadar işi ben yaparsam ben de derim çayımı getirin, ayaklarımı yıkayın: )))
YanıtlaSilSen bir de ben gelin olurken annemin oyalattığı yemenileri görsen, o kadar dağıtmama rağmen bırak sergi açmayı sanırım 5 kız daha gelin eder. Bir de çetik/patik ve havluları da es geçmeyelim ki hatırları kalmasın: )
Erik marmelatı deneyeceğim, güzele benziyor. Deneyip güzel de olursa ben de biraz dolanırım etrafta, ay ben yaptım baksanıza tadına diye, ama tadı güzel olmazsa da çaktırmam hiç etrafa: )
Öpüyorum...
Senin dilinin akıcılığı da beni kendimden geçiriyor Laloş Ablacııımmmm, hamaratsın ne diyim, okurken kendimden utanıyorum yaaa ;-(
YanıtlaSilIşılcım,
YanıtlaSilSaat puzzle D&R dan alındı...İçinde yapıştırıcısı ve saat aksamı da var.
bu kışlıkları yemeye gelecem sana kankim :))))
YanıtlaSilhamarat kadınsın vallahi
takdir ediyorum seni, ve de tü tü tüüüü
nazar değmesin diyorum
ev halkına selam olsun
sana yardım etsinler sen de akşam bi ayaklarını uzatıp keyfini sür şekerim
hak ediyorsun
öptüm
Sizin evde hayat hiç durmasın zaten :)) tü tü tü diyorum çok hamaratsın valla arada bende gaza geliyorum sayende ;) Lizbon'u ve bu kitabı muhakkak alırım. Belki beraber gider alırız kimbilir , çok öptümmmm.
YanıtlaSilsevgili lale,harikasın..ellerine sağlık..sevgilerrr(hülya)
YanıtlaSilben de sayarım yoruldum diye ama beni pek sallayan olmaz.. eskiden 21lik daha dokuzlukken kahve filan yapardı bana.. şimdi o da kendine müslüman.. aynen toz oluyolar ortadan yaradandan.. aynur var =)...
YanıtlaSilmürdüm eriği ayrıca antiksidan ve kalp dostudur.. severim ben de .. yarasın.. =)
atalet
Önceki postta muhallebinin üstünde görünce bayılmıştım bu marmelata ,bu sefer kesin karar verdim yapıcam lale abla,,kabuklarını ayırmak gerekiyormu yoksa blender hepsini hallediyormu sevgiler, Mine
YanıtlaSilSevgili Mine
YanıtlaSilKesinlikle ayırma kabuklarını, muhteşem renk kabukta zaten...Ya benim usulde yap ya da rendeden ya da rondodan geçir öyle pişir.