Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

28 Eylül 2011 Çarşamba

Mağduruz da mağduruz.

Kargalardan bile önce kahvaltı saatlerimiz başladı... Saat yedi buçuğa kadar olağanüstü hareketlilik var... Saat sekize doğru ise olağanüstü sessizlik hakim oluyor ama heyhatt artık uykuya dönmek için de çok geç oluyor.... İster istemez erken kahvaltı yapıyorun, insanlar daha yeni yeni kahvaltı ederken ikinci çayı demliyorum... Demleme dedim de taze demlenmiş bir çayın kokusu nasıl da baş döndürücüdür. Azıcık da tomurcuk çay atıldaysa breh breh...Hiç bir içecek çayın yerini tutmaz benim için...

Dün kış hazırlığı yaptım biraz, film depoladım:))Çok güzel filmlerim var...İzledikçe beğenilerimi ve beğenmemelerimi paylaşacağım tabi... Akşam Öyle Bir Geçer Zaman Ki gecesiydi...Artık ondan da sıkıldığımı fark ettim. E daha ne olacak yani dedim... Biz yaz tatilindeyken , olan olmuş, Ali kaptan hapise girmiş çıkmış, Cemile artık zengin, Mete ünlü olmuş eeee şimdi yeniden başa sardık... Mete yeniden olmaz bir aşka doğru gidiyo, Berrin'in Ahmet'i geri döndü...Carolin geldi, Bıçakçının eski karısı bela bir üç kağıtçı ile evlendiğine göre, O Cemile'nin başına bela olacak demektir. Ay bana geldiler artık.Pazartesi akiamı dizim yok, böyle giderse salıyı da boşaltıcam.
Dizi izlerken reklam aralarında truffle yaptım. Çok güzel oldu ama bir daha yapmayacağımı da beyan ettim. ne o ya, pişir, oda sıcaklığına gelmesini bekle, dondurucuda bir saat beklet, çıkar, çikolataya bula bulaştır, tekrar dolaba koy bir saat daha beklet. Yuh ya,... benim yaptığım bir şey, pişecek , oturup yenilecek. Türk usulü yani, pişene kadar bekle, soğuyana kadar bekleme:)
Diziden sonra kitap okudum, Kızlar hemen yattı, Kocam bu senenin bitmez tükenmez maçlarından birini izledi... Bu şike meselesinin en mağdur kişileri bence kadınlar. Bütün maçlar sıkıştı...Olan bize oldu. Bir Galatasaray maçlarını bir de Milli takımı izlerim o kadar... Spor progrmları, mahalle kahvesine döndüğünden beri onlara da gıcığım....Ama ne yapsınlar, maç yayını yapmaları yasak olunca onlarda çan çan konuşmaya başladılar.Ahmet Çakar , bir duruma yorum ayapmadan önce saha etrafında bir kaç tur atıyo,Erman Toroğlu, asıl mesleğinin kabzımallık olduğunu hatırlayıp salatalıktan domatesten söz ederken bir anda spor programında olduğunu anlayıp, durumu kurtarmak için ona buna saldırıyo bu programlarda spor programı oluyo. Bazen öyle meğlenceli oluyor ki ben bile takılıp kalıyorum.


Farkındaysanız bir kaç gündür evdeyim.Ama cuma akşamı itibariyle sahnelere geri dönüyorum...Biraz alerji vakası ile uğraştım...Bu alerji denilen illet asla geçmeyen bir şey, sadece atak zamanlarında kontrol altına alabiliyorsunuz.... Benim ki bir de her yıl şekil değiştirir, ilacım dozu artırılır, düşürülür, hafif vakalarda şu , ağır vakalarda bu ilaç kullanılırla gidiyos bakalım ... Bazen sinirden zıp zıp zıplıyorum... Yeter diye. Düşünün gayet keyifli oturuyorsunuz,, birden , derinizin altında bi kıpraşma , bir iğnelenme, bir huzursuzluk başlıyor. Artık ilacı içip, normale dönene kadaer yaşadığım sinir bozukluğunu düşünün...Bu ara bu hallerdeyim...

Bir kitabım ve bir filmim var ama onları ayrı bir yazı konusu yapayım...Bu arada Filmekimi başlıyor... Kendime bir kaç film seçtim. Umarım izleyebilirim.

İbrahim Tatlıses dün akşam evlenmiş. Hayatında ki diğer kadınlar bence yırttı...

Yazı başlığımı, şike mağduru kadınlara, İbrahim Talıses'in eski sevgililerine, ve havuz mağduru spor programı suınucularına ithaf ettim. Bu havuz, maçların önce bir havuz da toplanıp, yayın kuruluşlarına kakalndığı pardon satıldığı havuz oluyor. Havuzun sahibi kim mi, e geçen yıl blogspot niye kapandıydı ayaol, kim verdiydi mahkemelere, maç yayını yapıyorlar diye he!
Aşağıda ki mağdurum videosu tüm mağdurlara gelsin...




Bu günün programında koru yürüyüşü var, sezonın ilk ıspanaklı böreği var...Çünkü kızlar dün akşam artık , hiç bir şey yapmadığım için isyan ettiler. Kalktım truffle yaptım ama yok ona kanmadılar.

14 yorum:

  1. Beni yıkan ballandıra ballandıra anlattığın o çay demleme kısmı oldu. Ben de mağdurum da mağdurum yani :)

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Çay konusuna yürekten katılıyorum. Bu dolu dolu canlı yaşamı okumak çok zevkli. Keyifli yürüyüşler Lale' cim...

    YanıtlaSil
  4. ialhi kankimm
    mağduruz da mağduruz
    evettt maçlardan biz kadınlar mağduruz
    gerçi bana kalsa içerdeki küçük tv ye eşim gidiyo
    ben gönlümce salonda izliyorum pek mağdur sayılmam :)))
    balıkçının karısı mete kötü adam kötü kadın derken ben de sıkıldım sanki
    sadece osman ve aşkı izlenesi oluyor

    YanıtlaSil
  5. Çok sevmem ama buram buram bergamut kokusu aldım desem? Öpsem ve de gitsem? ;-)

    YanıtlaSil
  6. Ben de mağdurum da mağdurum. yetti be! Her gece maç dır dır dır spiker sesinden bıktım artık. Başka odaya kaçsam da "gol, değil, fauldü, hakem gene penaltımızı vermedi" bağırışmalarından ne kitaba ne de tv'ye konsantre olabiliyorum.

    YanıtlaSil
  7. Çok tatlı bir yazııı :))) Konuşur gibi.. Bayıldım..
    Salı akşamlarının tadı bence de kaçtı.. Dizi baydı beni de (adı çok uzun ya). Gereksiz bir şekilde uzatma ıkınmasındalar bence.
    Bu aralar biz de NTVdeki Human Planet diye bir belgesele dadandık. Her akşam 21:00de.. tavsiye ederim. Tuncel Kurtiz seslendiriyor ayrıca.

    Çayın kokusu bana da geldi.. ohhh misss...
    sevgiler :)

    YanıtlaSil
  8. haha vallahi doğru akşamları yeşil saha görmekten böh geldi. mağduruz!

    ayrıca evet bir türk insanı olarak pişen yenmelidir, beklenmemelidir:)) truffle ne ola ki bilemedim. ve inan zapping gibi birşey sandım önce. hani reklam aralarında yapmışsın ya:))) bana cahil demek serbest:)

    YanıtlaSil
  9. Truffle'dan ben de hiç hoşlanmadım Lale'cim.
    Yaparken yoruluyor insan.
    Öyle Bir Geçer Zamanki'nin lokomotifi Osman bence.
    Film ve kitap yazılarını da bekliyorum.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. Kış hazırlığı diyorsun ya ben de tarhana falan bekliyorum:)))

    YanıtlaSil
  11. sevgili lale,seni tesadüfen keşfettim..iyi kide keşfetmişim..güne seninle başlıyorum..senin pozitifliğine hayranım..bende film izlemeye bayılıyorum..ancak her tavsiye ettiğin filmin vcd veya dvd sini bulmak zor oluyor bazen de hiç bulunmuyor..sen bu filmleri nasıl buluyorsun..ben internetten indirme olaylarını pek bilmiyorum..bir kolayı varsa söylermisin lütfen..ayrıca ıspanaklı böreği yaparken ıspanakları çiğden mi yoksa pişirerekmi koyuyorsun..şimdiden teşekkkürler ilgine..sevgilerimle..kolay gelsin

    YanıtlaSil
  12. Sevgili Adsız, öncelikle çok teşekkür ederim güzel sözlerin için... Doğrusunu istersen internetten film indirme işinden ben de hiç anlamıyorum...Bir kaç de yazmıştım, bizim mahallenin internetkafecisi tanıdık, istediğimizi buluyor ya da o da indiriyor sanırım...Bir de film merakımı bilen arkadaşlar, dostlar yakınlar sağolsun...Hatta önümüzdeki günlerde çok geniş bir arşive sahip olacağım, bir arkadaşımın yardımıyla...

    Ispanaklı böreğe gelince, hiç çiğden yapmadım. Sulanır, tadını bozar diye düşünüyorum. Kıymalı soğanlı bir harç hazırlayıp, kavuruyorum.
    Tekrar teşekkürlerimle , sevgilerimle

    YanıtlaSil
  13. Benim bile kalkıp çay demleyesim geldi. Zaten bu evde demlenen her çayda senin parmağın var :):):)
    Öyle bir gecer zaman ki de ben de aynı seyleri düşündüm icim sıkıldı artık

    Öpüyorum

    YanıtlaSil
  14. pazartesi akşamlarınızı dolduracak bir önerim var: al yazmalım.

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))