Sakın yanlış anlamayın kimsenin torpil falan yaptığı yok bana ... Sadece dün akşam başlayıp gece dörtte bitirdiğim kitabın adı... Bu kitaba karşı niyeyse bir direnç oluşmuştu bende...İlk baskısından itibaren elime defalarca alıp bıraktım. Her Ebru ve Zeya ile buluşmamızda bundan konuştuk. Okumadan okumuş gibi oldum neredeyse ve sonunda 95. baskısı Ebru tarafından bana hediye edildi... Ben bunu okuyana kadar Aykut Oğut ikincisini yazdı:))
İşin aslı benim hiç ama hiç kişisel gelişim kitabı okumayışım, hoşlanmayışım. Ferrarisini Satan Bilge ile başlayıp kitabın yarısında biten bir serüven benimkisi. Bu kitapları okurken bir taraftanda yazara - evet vet öyledir, heeee aynen öyle gibi içimden cevaplar veren bir tipim. Ama bu kitap, öğüt veren , ille de şöyle böyle yapın diyen bir kitap değil. Bir reçete sunmuyor insana... Kendi serüvenini anlatıyor Aykut Oğut. Şöyle şöyle yaptım, böyle böyle oldu diye anlatıyor. Ben bile bir iki tüyo kaptım ve sabah ev ahalisine sunum yaptım:))
Geçen gece Karı Koca ''Gişe Memuru'' nu izledik. Altın Portakallı bir film. Adı Gişe Memuru olabilir ama bir gişe filmi değil. Gişe memuru Kenan'ın çalıştığı gişesiyle evi arasında tıkalı kalmış monoton hayatını anlatmaktadır.İnsan ben büyüyünce gişe memuru olayımm demez tabiki... Film için Edirne yolunda ıssız bir yola gişe inşa edilmiş. Filmde Van Gough'un taboları gibi manzaralar var. Bittim o uçsuz bucaksız ayçiçeği tarlaları arasında kıvrım kıvrım uzanan yollara. Bir huyum var, şimdi o yollardan geçmeliyim diye tutturdum. Ama ayçiçeklerinin açtığı zaman. Hatta çaktırmadan bayramı o taraflarda bir yerlerde geçirsek diye kıtır attım ama kimse düşmedi...Bir de anız yakmaya başladıkları zaman gitmemek lazım. Kumburgaz, Kumburgaz'ken; bizim sitenin karşısında ayçiçeği tarlaları vardı... Mevsim sona ererken başlarlardı anız yakmaya, ne pencere açabilirdik,ne balkonda oturabilirdik. Şimdi oralar havuzlu siteler olmuş. İçim cızladı. Razıydım anız kokusuna...
Kitap dedik film dedik yazının sonuna geldik bile...
hehh heee madem beğendin ikincisini de bir ara alayım bari :)) benden kurtuluş yok :))))
YanıtlaSilKitabı al oku mu diyorsun yani. İçinde yoga DVD side var hani. Yoksa o öbür kitabımıydı.
YanıtlaSilMihribancım, ben hiç kişisel gelişim okumam...Bu eğlenceli...içinde DVD yok bunu...
YanıtlaSil14-15 yaşındaydım.benden çok büyük bir kuzen ağabey, Dele Carnegie' nin Dost Kazanmak...Sanatı' nı hediye etmişti. Her satırına inandım. Aylarca elimden düşürmedim. Klasikler, Orhan Kemal' ler, hatta Muazzez Tahsin' ler hepsi o dönem değersizleşti. Varsa yoksa Carnegie ve mucizeleri...Allahtan o kadarla kaldı :))
YanıtlaSilbende okudum bu kitabı.aklımda birşey kalmadı uçtu gitti.
YanıtlaSilher okuduğum gelişim kitaplarında böyle oluyor nedense.
senin bu türü okumayışını kıskansam mı?
mesela "gelişim kitaplarını neden okumam" diye bir yazı yazsan?
sevgilerimle..
selam canım,ramazan geleli ben iyice miskinleştim,bu aralar Elif Şafak son çıkan kitabını okuyorum,o istediğin tarlalardan çokca vardı Ceyhan da insan bir süre sonra kanıksıyor bulunduğu yöreyi daha sonra hatırlıyorsun yaşamını ve sorguluyorsun kendini sevgiler yolluyorum canım:)
YanıtlaSilEvrenden Torpilim Var benim de bir çırpıda okuduğum bir kitaptı Lale'cim.
YanıtlaSilAykut Oğut ile eşinin AYRAŞEHRİ isimli internet sitesinden her pazartesi çok güzel motive edici,gülümseten mail alıyorum.Tavsiye ederim.
YanıtlaSilAl benden de o kadar, hiç sevmem kişisel gelişim kitaplarını. Her satırını okuduğumda, zaten biliyordum hatırlattığın iyi oldu diyorum :)
YanıtlaSilkankimmmm
YanıtlaSilkişisel gelişim kitapları bana da uzak gelir
eee biliyoruz bunları havasına girerim hemen :))))
gişe memurunu izleyemedim sıkıcı geldi
bu aralar çok miskinim
yorgunum sanki bayram sonrası da 1hafta tatile çıksam ne süper olur hayalleri kuruyorum
Lale ablacım, Evrenden Torpilim var, bir çırpıda severek okuduğum bir kitap benim de
YanıtlaSil