Lalenin Bahçesi
Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
17 Aralık 2008 Çarşamba
Ayakkabı deyince
Üstteki resimdeki güzel Cinderella namı diğer külkedisi. Külkedisi deyince akla ilk gelen ayakkabıdır bence. Hani Prens , Külkedisinin baloda ayağından düşürdüğü ayakkabı tekiyle ülkeyi dolaşır ya. Pekiiii artık ayakkabı deyince ne gelecek aklınıza artık. Ataletimm usuldan bi gönderme yapmış bu gün, ben devam edeyim dedim. Yani annesinden terlik yiye yiye büyüyen bir ülkenin evlatlarıyız. Annesinin terlik fırlatmadığı kaç kişi var bakem. Bir elin parmaklarından azdır.
Ama benim annem ya kör atıcıydı ya da özellikle yapardı bilmem. Yalnız o meşhur ayakkabı fırlatma sahnesinde ben neye güleceğimi şaşırdım. Bushun pişkinliğine mi?, yanındakinin yapmacıktan elini uzatıp sözüm ona koruyor gibi yapmasına mı?, havada uçan ayakkabıya mı??.
Şimdi boş verelim bunu da dönelim bizim ayakkabı hikayelerine. Annem tam bir ayakkabı düşkünüydü. Akla gelecek her tür renkte ve modelde ayakkabıya sahipti ve de terliğe. İmelda Marcos'la yarışamasa da, fena sayılmazdı. benim en unutulmaz ayakkabım kırmızı rugan , üstten fiyonklu ayakkabımdır. Varmıdır? çocukluğunda , kırmızı ayakkabısı olmayan bi kız zaten. Ha bi de meeeşur gri ayakkabılarım var. Hehhehehe Zeya, Nalan ve Ebru da bilir bunun hikayesini. Çünkü Zuz bu ayakkabımdan nefret eder ve kızları arayıp gizlice atmalarını tembihler. Ben de hep saklarım bulamasınlar diye. İnanılmaz rahat yav, üstünde yaylanıyorum sanki yürürken. Hemi de çok ünlü bi markası var. Ama Zuz markasının onu ilgilendirmediğini söyler hep. Ay aklıma geldi bu gün onu giyim bari hehehehhe. Bir de ben lisedeyken meşhur çorap çizmeler vardı. Varmı giyen hatırlayan. Bacağı bir çorap gibi sarardı hani.
Ah bi de Gamsegamsenin ayakkabı alışverişleri vardır ki. Nazlı tüm ayakkabıcıların onun resmini vitrine asıp, bu içeri giremez diye yazacakalrını söyler hep. Satıcıda , yanında gidende nefret der, hayatından bezer, depresyona falan girer. Son kurbanı kuzeni Meral dir '. Kız eve geldiğinde bön bön bakıyordu yüzümüze. Günlerce sürmüştür sanırım kendine gelmesi. Çok küçüktü, yakkabı almaya gitmiştik yine. Sanırım 50. ayakkabı mağazasında falandık)), satıcı bunu görrmez , söyle bakim kaç ayakkabı denedin buraya gelene kadar dedi cevap --- oooo milyon tane oldu.
Ben bekliyorum şimdi sizden ayakkabı hikayelerinizi:)). Bu gün evde yokum. Hastane ziyaretindeyim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Vallahi ben annemin kızıyım, çünkü ben de sinirlendiğimde kedime fırlatıyorum :))))
YanıtlaSilyine annemin kızıyım hedefi bulduğu hiç görülmedi :)
kırmızı rugan ayakkabı..haklısın lale abla, olmayan yoktur herhalde :) küçükken tüm ayakkıbılarım kırmızıydı nerdeyse, çizmemin fermuarı bozulduğunda bir daha giyemiyeceğim diye bağıra bağıra ağlamıştım :)
ayakkabı bayansal bir hastalık, rekorum da var aynı günde 4 çift... teker teker sokmuştum eve :))
hastane ziyareti için kolaylıklar ve yeniden şifalar diliyorum....
kankiiiiii!!!!!
YanıtlaSilhasta ziyaretinden neşeli haberlerle dönmeni bekliyorum
umarım enişten hızla iyileşir
kırmızı lame puantiyeli rugan ayakkabılar için anneme ne dil dökmüştüm
sonra da başucumda uyudum onlarla
şimdiki çocuklarda pembe furyası var
bizim çocukluğumuzda kırmızıydı asıl renk :))
şimdi de çok severim ayakkabıları her kadın gibi
ama dolaplarda koymaya yer kalmadı
yeni bir dolap lazım
aslına bakarsan yeni bir ev ve ayakkabı odası olsa fena olmaz :)))
heh heh heh
kocalar duymasın
Lale Abla, eniştendeki düzelmeye çok sevindim :) Ben de bir ayakkabı hastasıyım. Kıçıma don almam gider ayakkabı alırım :) Çorao çizmelerimi ise halen giyiyorum. Kocaman öptüm seni.
YanıtlaSilHahhahhaa bu kadar olur yani.Az önce eşim öğle yemeğine geldi gitti,bizim sofradaki mevzumuz Melis'in çizme problemiydi.Bu sene nedense kızımı mutlu edemedik ayakkabı yüzünden.bir yenisini daha almak gerek sanırım.Bizim küçük bir türlü ayakkabı ile rahat edemiz,nedense bütün hepsi ya sıkar ya gevşek gelir,biz artık sıkılır o da bunu anlar ve rahatmı ki diye bize sorar ama öyle şirin sorar ki biz artık kızamayız.Eşim kıpkırmızı bir suratla mağaza önüne şöyle bir hava almaya çıkar zaman zaman,ben çaresizce sizden başka buralarda çeşidi bol olan başka mağaza var mı diye sorarım:))
YanıtlaSilBenim de kırmızı,üstü fiyonklu rugan bi ayakkabım vardı,sonra hiç unutamadığım bir kırmızı çizmem vardı hatta anneme kırmızı bir şapka bile ördürmüştüm.
Şimdi en sevdiğim ayakkabım,kışları botlarım,yazları spor ayakkabılarım,var bir sürü topuklu ve güzellerinden ama benim için en güzeli spor ayakkabılarım.
Hastane ziyaretleri hem güzel hem iç acıtıcı oluyor.Tekrar geçmiş olsun diyor öpüyorum.
benim de var. babam abilerimi götürmüştü hepsine almıştı bana almamıştı valla bak.
YanıtlaSilannemin bozma kıyafetlerini giyerdim ayakkabılarımda hep kuzenlerimden gelirdi benim.
ondandır kuzunun 3 yaşında 20 çifit ayakkabısı olması sanırım.
bide bir fotomda iğrenç bi ayakkabım vardı ayağımda çok aglamıştım kazık oldugumda bunlarımı giydirdin bana diye..
şimdi ise..
ınhh olsa da olur olmasa da..
derdim diil yani :)
sevgiler..
öperim
Hehe benim annem degil de ananem cok firlatti terlik bana arada hedef tuttu :))
YanıtlaSilNE kadar ayakkabim olursa olsun yetmez bana bir de canta cuzdan ve kitapta var ayni huyum
Benim unutulmaz ayakkabi hikayem terlik :)
94 yilinda barlar sokaginda bir ayakkabici vardi hala da duruyor orada hani hemsireler doktorlar hastanede giyiyorlar ya adini unuttum beyaz kucuk kucuk delikleri var heh iste onun ddeliksiz altin sarisi renginde pasparlak bir terlikti ee pahaliydi da
2 hafta dondurma yememek sozuyle aldirttim ama dondurmami da yedim
hergun her kiyafetle giyerdim yas 9 du :)
cok konustum ablam
COk cok opuyorum seni sevgiler
benimde vardı kırmızı rugan ayakkabılarım, annem çok beğenerek almıştı. Ama hayatım boyunca unutamadığım tek ayakkabım var oda kot kumaşından yapılmış üzerinde beyaz taşları olan bir ayakkabı. Ayyy yazınca çok çirkin oldu ama ben görüntüsünü çok severdim. Bu arada benim yüzümden az kapı camı takılmamıştır bizim evde. Arkamdan fırlatılan ayakkabının haddi hesabı yok valla :))
YanıtlaSilÖncelikle gözünaydın demek istiyorum. Dilerim enişten hızla iyileşir ve biz de alırız iyi haberlerini.
YanıtlaSilAyakkabıyı sevmeyen hemcinslerimiz varmıdır bilmem ama ben mümkün olsa her renk ayakkabı alabilecek bir kapasiteye sahibim:))
Küçükken benim de birkaç gün kucaklayarak uyuduğum kırmızı rugan bir pabucum vardı.
Hihiii:)Yanlis konu!Finlandidaya son gittigimde egitimde ortami yumusatmak icin en fazla kimn ayakkabisi var yarismasi yaptilar.Ben cok normalmis gibi, 60 dedim.Gozleri buyudu..YUH diye bagirmasalarda ben duydum.Ya ama Dubai'de ucuzdu valla, cin isi japon isi ayakkabilar:)Ha sor kac tanesini giyiyorsun diye, maksumum 10 tanesini:)
YanıtlaSilAnnem diil ama ananem fırlatırdı terliklerini.. Bana hiç denk gelmedi ama arkasına saklandığım dedemi es geçtiği çok oldu:)
YanıtlaSilAyakkabı konusunda ise ailelerin ( ya da en azından benim annemin ) anlayamadığı şey ayakkabıyı onların değil benim giyecek olmamdı.
Nedense annemle ayakkabı alışverişleri günlerce bitmeyen bir eziyetti. Her magazaya girilir, ben her magazada nasıl bir ayakkabı istediğimi ve en önemlisi nasıl bir ayakkabı kesinlikle giymeyeceğimi tekrar tekrar açıklardım. Annem de her seferinde o kesinlikle giymeyeceğimi belirttiğim tarzdaki beğenmediğim ayakkabıyı alırdı. Tabii sonrasında da giymediğim için hep kızardı...
Tabii bir gün bu savaşta ben galip geldim ve çorap botlardan aldırdım. (Okulda giymek niyetine!) Biraz da dolgulu topuğu vardı.. Ben onları hiç ayağımdan çıkarmadım. Böylece annemin niye giymiyorsun demesine luzum kalmadı. Ancak sanırsam okuldan işittiğim bir kaç luzumlu yorum olmuştu :)
O ayakkabı fırlatma sahnesinde, öndeki bir gazetecinin arkasına dönüp saldırıya geçmeye çabaladığı ana dikkat kesildim.
YanıtlaSilKırmızı rugan ayakkabıları nasıl unuturum ahh...
Sevgiler...
geçmiş olsun eniştene
YanıtlaSillalecim,dilerim en kısa zamanda iyileşir enişten...
ayakkabı kadınların vazgeçilmezi...
en çok rahat ettiğin ayakkabı en iyi ayakkabıdır bence...
benim siyah rugan ayakkabım vardı üstü fiyonklu...
kırmızı pabuç hatırlamıyorum
ama kırmızı tüylü mantom vardı ,
beli kemerli onu hiç hiç unutmam...
eminim..
YanıtlaSilxx geninin bi köşesinde bi ayakkabı parçacığı var..
sevmeyen kadın bilmiyorum..
alır alabilir alamaz..
ama sevmeyen bakmayan tanımıyorum..
öperim sevgi ile..
atalet..
Ben hiç ikinciyi ayakkabıyı denememişimdir. İlk görüp beğendiğimi giyer direk kasaya giderim. Kırmızı değil ama zamanında yeşil rugan ayakkabılarım oldu.
YanıtlaSilÇok ayakkabım yok ben hep spor ayakkabı giyiyorum ondan galiba :(
İstediğiniz zaman İstiklal'de buluşur, kitaplarımı ödünç veririm. Ekrandan uzanabilseniz keşke :)
Selamlar.
supersiniz walla ne diim. ama kolleksiyonuda merak etmiyor deyiliz.)):)
YanıtlaSilayakkabı bende de bir hastalıktır. bir de çizme, ser de üstüne yat bari der annem o kadar çizme meraklısıyımdır. Hatırladığım ilk ayakkabım ben ilkokul 1. sınıftayken babamın şehir dışından bana getirdiği kırmızı rugan ayakkabılarım. Ne yazıkki ayağımı sıkmışlardı içine sirkeli bez koyup bekletmişti annem
YanıtlaSilben hiç terlik yemedim valla annem mi pek kibardı ben mi bilemem :):):)
YanıtlaSilEvinde ayakkabılarına oda veren biri olarak biliniyorum utanıyorum. en çok da kırmızı ayakkabı seviyorum.
ama küçükken burnumu vitrine dayadığım ertesi günde aldığım mor fiyonklularım vardı. Süperlerdi.
yine olsa yine giyerim.
Öpüyorum :)
neden kırmızı ki yeşil,mor,lila olmazmı yaw:)):) bu arada ayakkabılar nerede ortada yokki yorum yapsak dimi yani:))):
YanıtlaSilCem
lale abla, nasılsın??
YanıtlaSilherşey yolunda mı?
Hera