Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Kasım 2016 Salı

Kasım

Sonbaharın son ayına da girdik.Umarım kasım bizi çok kasmaz.Ülke gündemi yeterince ağır zaten. Pazartesi ve salı günleri iki gün üst üste yaptığım koro çalışması beni gündemden koparıyor biraz ama dışarı çıktığımda çok daha değişik ve daha ağırlaşmış bir gündemle karşılaşıyorum.Herkesin bir tarafa çektiği bir sandaldayız ama hepimizin aynı sandalda olduğunu unutuyoruz malesef. Hep birlikte sallanıp duruyoruz.
****************************************************************************************

Geçtiğimiz hafta perşembe günü Kazım Karabekir Kültür Merkezi Kitap Kulübü'müzün etkinliğini Kazım Karabekir Müzesinde yaptık. Timsal Karabekir önce müzeyi gezdirdi sonra da duygu dolu şahane bir sunum yaptı bizlere. Bu vatanın nerelerden geçtiğini ne çabuk unutuyoruz bir kez daha anladık.



Hayatım/ Kazım Karabekir kitabını, şiddetle okumanızı tavsiye ediyorum. Paşa'nın çocukluğundan itibaren tuttuğu günlüklerden oluşan bir kitap.Bir anı kitabı olduğu içinde hem çok keyifli hem de okudukça o yıllarda ki vizyonunu gördükçe hayret ediyorsunuz. Özellikle çocuklar karşısındaki hassasiyeti beni çok etkiliyor.
Kitap demişken devam edeyim. Şu an da Vişnenin Cinsiyeti/Jeanette Winterson okuyorum. Çevirisini Pınar Kür yapmış. Çok enteresan bir kitap. Thames Nehri'nde  bulduğu çocuğu büyüten 30 köpekli bir kadınla o çocuğun hikayesi.Bambaşka bir okuma serüveni, alışıldık okumaların dışında bir kitap.
 Son izlediğim film ise Woody Allen'in Cafe Society... Babasının kuyumcu dükkanından ayrılıp Holywood'a ünlülerin menejeri olan Boby ve dayısının aynı kıza aşık olmaları üzerine gelişen bir hikayesi vardı. Allen'in en yüksek bütçeli filmiymiş.Ben çok beğendim.

Bu haftanın ikinci filmini  ise Gamsegamse ile sinemada izledim. Yılmaz Erdoğan bu kez dedesinin hikayesini anlatmış bize. Ben çok beğendim Vizontelelerin tadını yakalamıştı.Bu arada Çağan Irmak,Ferzan Özpetek ve Özcan Deniz'den şahane filmler giriyor vizyona.Ben yerli filmleri sinemada izlemeye özellikle özen gösteriyorum.


Şimdilik bu kadar...Birazdan hazırlanıp koro çalışmasına gitmek için çıkacağım.

2 yorum:

  1. Cafe Society'ye çıkar çıkmaz gittim. Bu durumdan Woody Allen filmlerini ne kadar sevdiğimi anla yani. Yoksa yılda bir iki kereden fazla gidemiyorum sinemaya. Ne zor şeymiş hem anne olup hem çalışmak. Eskiden de çalışırdım ama işten çıktım mı tüm vaktim benim olurdu. Şimdi nerde? Yorgun totomu eve zor atıyorum. Neyse diyeceğim şu ki ben de filme bayıldım. Adam film işini biliyor. Ertesi gün bir yere gidiyordum galiba geceye katılamadım. Koştur koştur yaşıyorum işte. Pek bir şey de anlamıyorum yaptıklarımdan.
    Çok özledim seni de. Sahiden bir zaman bulsak da bir çay içsek bari.
    Öperim seni çoookkk.

    YanıtlaSil
  2. Girişimci, Eğitmen, Fotoğrafçı, Marka Koçu ve Yazar Orhan Gürbüz, 3 şirket, 10 hizmet, 11 eğitim markasıyla Türkiye’nin önde gelen girişimcileri arasında yer almaktadır.
    http://www.orhangurbuz.com/
    #girişimci #liderlikeğitimi #satışeğitimi

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))