Lalenin Bahçesi
Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...
2 Aralık 2013 Pazartesi
Tamam mıyız?
Sabah erken uyandım ama yağmur camlara öyle güzel vuruyordu ki tıkır tıkır, koşmaca yatağa geri döndüm.Saat 10 a kadar yattım. Sonra yeşil çayımı aldım.Bahçedeki portakal ağacındaki iki tane portakala; pencereden baka baka bi hal oldum. Mala bağladım afedersiniz:)Benim sabahları dünyaya intibakım biraz zor olur da...Neyse ki o iki portakal , bakışlarımın tesiriyle yere düşmeden ben kendime geliverdim:)
Bu hafta sonu Çağan Irmak'ın yeni vizyona giren filmi '' Tamam mıyız''ı izledik. Her zamanki gibi yine elini yüreğimize bastırdı Çağan Irmak. Arkadaşlarına adadığı bu filmde bize, ben kiminle tamamım sorusunu sordurdu... Ben, filmdeki her oyuncuyu çok ama çok beğendim.Sumru Yavrucuk yine her zamanki gbi harika bir oyun çıkartmıştı.Aras Bulut İynem'liyi ilk kez ''Öyle bir Geçer Zaman Ki '' de gördüğüm zaman; bu çocuk ,buradan yürür gider demiştim, öyle de oldu. ''Çalıkuşu''ndan tanıdığımız Deniz Celiloğlu'da çok iyiydi... belki tek tedirginliğim filmdeki havanın biraz fazla masalsı oluşuydu. Ama iyimserlik aşılaması,umut vaad etmesi açısından sonra buna fazla takılmadım.Sonuçda Çağan Irmak sinemasını,onun hikayelerini filmlerinde kullandığı müzikleri seviyorum. Zaten ben izlediğim filmlerde de, kitaplarda da genele bakmam tek bir sahne yüzünden, tek bir cümle sebebiyle o kitabı ya da o filmi çok beğenebilirim...
Hafta sonu Begüm'ün doğum gününü nihayet bir hafta gecikmeli de olsa kutladık.Kafka Kafe'de şaraplı pizzalı kutlama yaptık.Doğumgünü bahane bir araya gelmek şahaneydi..
.
Bugün ise evdeydim ve portakal reçelimin birinci raundunu tamamladım... Birinci gün için portakallar fırçalayarak yıkandı. O fırçalama sırasında yayılan kokuyu anlatamam size...Daha sonra da ince ince dilimlendi, üstünü geçecek kadar üstü suyla dolduruldu ve cam bir kaba konup ağzı kapatılıp buzdolabına kaldırıldı, yarına kadar.
Bu arada ''Bibliyomanyaklar'' da bugün ''Venüs/Şebnem İşigüzel'' Leylak Dalı tarafından yorumlandı ama ondan önceki sunuş yazılarını da kaçırmayın derim...
Hayde gittim ben...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Merhaba Lale abla,
YanıtlaSilYazdıklarını okurken bir huzur kaplıyor içimi.Bir an için yerinde olmak istiyorum.Hele Çağan Irmak'ın filmine gitmek için ölüyorum ama yanımdan bir dakika bile ayrılmayan oğlumla sanırım sinemaya gitmek bir süre daha benim için bir hayal.
Şimdilik en güzel hayalimle oğlumlayım ama okuduklarını izlediklerini hep not ediyorum bir gün yapılacaklar listesine.
Çok sevgiler...
Ah Duygum, o dönemlerde hepimiz öyleydik... Azcık daha sabır. Bugünlerin keyfini çıkartmaya bak sen şimdi...
YanıtlaSilÖpüyorum çok sevgiler
Lale ablacım yazının ilk paragrafı öyle huzur doluydu ki, hiç bitmemesini istedim. Çağan Irmak eminim yine bana bir kutu selpak bitirtecektir. Bence son dönemin en başarılı sanatçılarından biri. Yine notlarımı alıp ayrılıyorum sayfandan. Portakal kokulu bir hafta hatta ay diliyorum.
YanıtlaSilooo bu bacıları kıskanıyorum ama ben :)))
YanıtlaSilikiniz de portakal reçeli yaptınız
eminim leylağın da senin de ellerin değdiği için lezzetli ve süper olmuştur
tamam mıyız'ı ben de merak ettim bakalım ne zaman izleyebileceğim
öptüm seni kankim