Hasan Ali Toptaş şırıl şırıl anlatımıyla, geç kalmışım çok yazık olmuş dedirtti bana... ''Heba'' ile heba olmuş hayatları okurken, o hayatlara dalıp dalıp çıkarken'',uyku delinmesi'' diye bir kavram sızdı benim de hayatıma...Hani televizyon izlerken uykuya dalarsınız da, tv deki konuşmalar, rüyanıza sızar, karmakarışık,anlamsız şeyler görürsünüz, ya da odadaki konuşmalar bi biçimde rüyanızın içine girer. İşte!bu uyku delinmesiymiş. Uyku delinince o delikten içeri, dışardaki hayat sızarmış... Ziya ile bir Türkiye panoroması serildi gözlerimin önüne.. ''Heba'' yı okumazsanız heba olur size...
İkinci kitabım ise Kardeşimin Hikayesi/ Zülfü Livaneli...Güzeldi, bir ''Serenad ''değildi...Ama yine beni araştırmalara sevk etti, bu ne yav, açıp bakayım, şu şarkıyı dinleyeyim moduna soktu... Ama olay örgüsünü kitabın başında .çözdüm biraz bilindik bir şey çıktı... Sonu çok sürpriz diyenler çok ama katilin uşak olduğunu hemen anladım:) Ama Zülfü Livaneli;-Edebiyat ,hayatın anlamanın tek yoludur dedi....Okuyan insan; dünyanın aklına yaslar sırtını dedi... Kimseyi ,dost olmaya zorlayamazsın dedi ve gönlümü fethetti...Üç başlı köpek ''Kerberos'' u tanıttı... Bu kitap da su gibi akıp gitti. Ayıptır söylemesi sabah başladım, gece bitirdim.
Üçüncü kitap,henüz terü taze:) yeni başladım . Uygar Şirin'e ait Karışık Kaset... pek keyifli başladı...
Dördüncü kitap; bir e-kitap... Artık sanal kitaplığımı da oluşturmaya başladım. Henüz altı adet ama, siparişlerim var..e-kitap tarihimin ilk sayfasında Gece Yarısı Çocukları/ Salman Rüşdi var... Henüz elli sayfa okudum. Dışarıda okuduğum zamanlar okumayı tercih ediyorum. Bugün Kuzguncuk'da deniz kıyısında 30 sayfa kadar okudum.
Ha Kuzguncuk demişken. Bugün Karadeniz kıyılarında şenlikler vardı. Bugün Karadeniz'in Hıdırellezi, ''Mayıs Yedisi''ydi... Bugün kıyı boyunca,sahil şehirlerinde,kasabalarında ,köylerinde Hıdır ve İlyas Peygamberlern,deniz kıyısında buluşması kutlandı... Yedi dalgadan geçildi, denize yedi çift bir tek taş atıldı... Yedi çift taş atılırken derdim,belam denize denildi...Tek taş atılırken de dilekler dilendi... Biz de Karadenize'e atamadık ama Marmara'ya attık....Bu tür hoşluklarla dünya daha hoş, daha renkli oluyor...
Ayol ne sıcak bir gündü bugün... Gamse ile Kuzguncuk öncesi bir dr kontrolümüz vardı,dönüşte eve yürüdük,aney ölüyorum sandım... Ben Kuzguncuk'a falan gitmem dedim. Neyse bir saat kadar falan sonra kendime geldim de öyle gittik. İyi ki gitmişiz.Meral,ben ve Gamse pek eğlendik, taşlarımızı denize attık, Çınaraltı Kahvenin enfes miss kokulu ağaçlarının altında oturup, çaylarımızı içtik,sandviçlerimizi yedik sonra Mehmet'de katıldı bize... Dönüşte de, ben yokuş çıkmam deyince yolu uzatıp Üsküdar'a yürüdük...
Hadi gideyim ben artık. Karışık Kaset/ Uygar Şirin dün gece yatakta okumaya başladım çok hoşuma gitti....Kitabımı okuyayım...
Benim de elim de bin hüzünlü haz var, Önce alışamadım kitaba şimdi de ince zaten bitmesin diye bakıyorum: )
YanıtlaSilKarışık kaseti seveceksin, beni çocukluğuma, ilk genç kız olma yıllarıma götürmüştü: )
Keyifli okumalar Lale abla.
ne güzeldir o mayıs yedisi seremonisi bizim içinde güzeldir özeldir.
YanıtlaSilMayıs yedisi ilk defa duydum.Seneye kaçırmayacam :)
YanıtlaSilkankim mayıs yedisinde dilediğin tüm dileklerin gerçek olur inşallah
YanıtlaSilsevgiler