Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

17 Aralık 2012 Pazartesi

Bu şehri keşfetmek gerek


Hafta içi başlayan hastalık halleri hafta sonuna sarktı bizim evde.. O yüzden haftasonun ilk gününü evde geçirdik. Naziş cuma akşamı felekten bir gece çalmış eve geç dönmüştü zaten, Gamsegamse'nin sabah ehliyet sınavı vardı...Uuzn zamandır ilk kez hepimiz aynı anda hafta sonu gündüzü evdeydik. Hal böyle olunca ben de şunlara bir ziyafet çekeyim dedim ve tüm sevdikleri yiyecekleri pişirdim. Salondaki masayı da hazırladım. Tv izleye ,sohbet ede ede yedik içtik. Dolma içi pişirdim, haşlanmış kara lahanalara sardık sardık yedik, pırasalı börek yaptım... Milföy hamurundan tabiki)  hamur falan açtığımı düşünmediniz umarım ve finalde de mürdüm marmelatlı kedi dilli pasta...Yumuldu bizim ahali, pek memnun kaldılar:)

Pazar günü Kızların okulunun Cağaloğlu kampüsünde panayır vardı. Şimdi bunun yazılışını  bilmiyorum kızlar kızıyo ama Dilek ve Nesrin imdadıma yetişti:)) weihnachtsmarktmış...Ben bilmem vaynat bazar derim çıkarım işin içinden...Neyse görümcemcim ile kalktık gittik. Naziş görevli olduğu için erkenden gitmişti... Biz bahçelerde börülce oynar gelin görümce misali , tıngır mıngır gittik...Vapurda yanımda oturan kadın, sanırım uzun zamandır sohbet etme ihtiyacı içindeydi. Ayağım çok ağrıyor dedi birden bire.Geçmiş olsun dedim. Çıkmak zorunda olduğunu o yüzden ayakkabı giydiğini, denize şimdi bakınca ürperdiğini ama yazın girmek istediğini bi sürü bi sürü şey söyledi. Sanırsınız ben o kadınla kanka birlikte çıkmışız, görümcem de yanımızda oturan herhangi biri gibi:)

Neyse okula, panayırın olduğu binaya gittik kiii, Şirince'den önce son çıkış gibi... Sanırsınız kıyamet burada kopuyor. Bir insan seline kapıldık merdivenlerden  indik çıktık... Nazişi gördük, b iz kaçıyoruz dedik. Lösev   yararına idi panayır. Tüm kışlık çorap ihtiyacımızı Lösev yararına karşıladım..





.
Okuldan daha doğrusu panayırdan çıkışta, vurduk yokuş aşağı  yürüdük. Hafta içi günlerde, ana baba günü olan yerlerde in cin top oynuyordu.Bu metal adama o zaman rastladım ve bu  şehrin  keşfedilecek daha çok neleri var dedim. hatta  böyle bir dizi mi? yapsak dedim.Şehirdeki ilginç objeleri çeksek yayınlasak.İstanbul'da olsa ben bu işi Leylak Dalıcım'ın üstüne atardım ne ka da güzel yapardı... Du bi düşünelim bu konuda...Gezen fotoğraf çeken herkesin katılabileceği bir şey çıkabilir belki...
Eve gelirken hissettiğim açlıktan  ölmek üzere olduğumdu, o sırada Gamse aradı açmısın , biz açız diye...Mesaj alındı dedim. Akşamdan etli bezelye pişirmiştim. Evden çıkarken de pilav yapmıştım. Hemen bir plan kurdum, bezelyeyi bugüne salladım,Üsküdardan iki tane kızarmış tavuk aldım... Pilav ve kızarmış tavuk yedik ,akşama da domates çorbası pişirdim, kızarmış ekmekle  servis etmek için. Yani bugünün yemeğini aradan çıkardım. Bazen kendi mi? tebrik etmekten, alıkoyamıyorum kendi kendimi:)


Dün gece sıcak şarap eşliğinde Galatasaray- Fenerbahçe maçı izledik.Yine yüzümüzü güldürdü Aslan Cimbom.




Sıcak şarap  meselesine geri dönersek. Aslında , kendim yaparım baharatlama kısmını... Yıllar önce Zuz'da bir gece yarısı Zeya, Ebrucuk ve bizim kızlar  otururken karlı bir gecede... Gece yarısı sıcak şarap derdine düştük. Evde şarap da kalmamış. Zuz ve Zeya gecenin o saatinde sokağa şarap almaya çıktılar, ebrucuk ve ben de internetten tarif baktık. Bulduğumuz tarifte, şarabı demliğe koyun, bir portakala karanfiller batırın, bir çubuk tarçın ve iki kaşık şeker ilavesiyle ısıtın diyordu... yapmış ve tadına doyamamıştık. Sonra hazırlarını aldık sıttık ama aynı tadı bulamadık. Dün , Naziş panayırdan sıcak şarap baharatı almış. Küçük küçük poşetler halinde. Şarabı sıttıktan sonra içine karıştırıyorsunuz, çok ama çok güzel oldu.

Bugün bizim pazarımız , ama  hava yağmurlu çıkmayacağım artık beyim bilir , ne  getirirse onu pişiririm. Öyle de kanaatkar, kalender bir insan evladıyımdır...

not:1-benim kitaplığı merak edenler Leylak Dalı'na bi uğrayıversinler... 
not:2-Tülin,bıraktığın mail adresine attığım mailler, geri dönüyor...

8 yorum:

  1. :)) önce öperim. Bu şehri keşfetmek adlı bir blog şahane olur ve de herkese rehber olur bence ;) aklını severim. Asis

    YanıtlaSil
  2. şehrin bloğu süper olur.. ama biz meşgulüz. leylakdalımda kütüphane biloğu açıciiz.. =).. bu arada..

    seviyorum seni.. kanaatkar kalender kadın..

    atalet

    YanıtlaSil
  3. ay biliyom bilonuzu:)))Ben beceremem bu işleri de üstüne atacak birini arıyom:)
    Kitaplık resmini bile daha dün gece gönderdiğim düşünülürse:)

    YanıtlaSil
  4. kısaca: seni seviyorum be kadın :)

    YanıtlaSil
  5. Lale'ciğim kitaplığın ,yazın,fikirlerin harika....Aklınla çok yaşa sevgili kardeşim,sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. süper fikir
    seninle keşfetmek şehri harika

    YanıtlaSil
  7. Şimdi ben de Banuca dan geliyordum :)
    Postu okumadan hemen yazıyorum Lale.
    Bana niye dönmediniz diye merak ediyor, size de bir şey de demiyordum. (Geç kaldığım için kendimi cezalandırdım galiba)

    BİR DE BU ADRESİ DENEYİN LÜTFEN.
    tbozkoyunlu@hotmail.com

    Yarın yollayacağım paketlere ilkave ederim eğer uygunsa.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Çook geçmiş olsun Lale Ablacım.
    Vallahi hamaratlığına diyecek yok.
    Haklısın bu şehirde fotoğraflanacak o kadar çok yer, mekan ve obje var ki. :)
    Yıllar önce Moldovyalı bir tanıdığımız yapmıştı sıcak şarap tadı damağımda kalmıştı. Yaznını okuyunca canım çekti, şarap sever olarak. :)
    İyi geceler.

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))