Bir önceki yazı bugünün yazısı gibi duruyor ama o aslında dünün yazısı, ben gece yarısını geçerek yayına verince böyle olmuş.
Dün, dünle birlikte gitti cancağızım bugüne bakmak lazım...
Bu sabah şöyle bir derlenip toplanıp,kahvaltı etmeden evden çıktık. Kahvaltı etmedik ama ben çıkana kadar bir kupa yeşil çay, iki fincanda tarçınlı, güllü ve vanilyalı siyah çayımdan içtim. Daha önce sözünü etmiştim Liptonun casmihre serisinden... Migroslarda hala var, meraklısı için not.
Evden çıkmadan önce ben, kahvaltılık nevale hazırladım, yanımıza aldık doğru Çengelköy Tarihi Çınaraltı çay bahçesine gittik. Burası deniz kıyısında , 780 yıllık olduğu tahmin edilen kocaman bir çınarın altında...Süper Baba ve Orhan Gencebay'ın ''Dertler Benim Olsun''filmine ev sahipliği yapmış. İçinde Tarhi Hamdullah Paşa-Çınarlı camii de var... Ağacın altında bir taraftanda camiden çıkan ihtiyar amcalar oturur sohbet ederler.
Yaz kış çok kalabalık olur. O yüzden erken gitmekte fayda var...Buranın ünlü müdavimleri de vardır, Avrupa Yakasının Tacettin'i özellikle... Kahvaltı , ya da ne yiyecekseniz kendiniz götürüyorsunuz, hemen girişte fırın ve börekçi var ama hafta sonları inanılmaz kuyruk olur... İçeride de omlet falan yaptırabilirsiniz.
Ağacı bütün olarak resimlemek neredeyse imkansız, artık alttan destekler koyulmuş böyle...
Biz, böreğimizi, simitimizi aldık masamıza yayıldık, kocaman su bardaklarında çaylarımı geldi...Keyif çayları ise küçük bardaklarda geliyor. Kahvaltımızı ettik , kitabımızı , gazetemizi okuduk ve saat bir gibi iyice kalabalıklaşmaya başlayınca kalktık...
Ayyy ne kaaa güsel yaaaa, bravvo ve maaşallah sana...
YanıtlaSilallahım yarabbim öldüm gene yaaaaaaa.... çalış çalış ben nerey kadar ya.... masa başında sürekli çalışsan bi dert çalışmasan bi derttt lale ablacım benim yerimede gez...
YanıtlaSillale abla bir haftadır yazdıklarınla yatıp yazdıklarınla kalkıyorum nihayet bugün yazdıklarının hepsini okudum ve günümüz tarihine yetişebildim...bir kitap okumuş gibi oldum sayende ailenizle ilgili herseyi ögrendim aile üyelerini gittiginiz yerleri okuduklarınızı sevdiklerini herşeyi ögrendim ve yazdıklarınızı okurken inanılmaz güzel dakikalar geçirdim ve not defterim bitmiş bulunuyor paylaştıgınız güzellikleri not etmekten.bana yaşattıgınız bu güzel dakikalar için size sonsuz sevgilierimi ve saygılarımı sunuyorum...bu arada leylak dalıcının çok yakın arkadasınız oldugunu ögrendim ve onunda çok severek takip ettigimden inanılmaz derecede mutlu oldum...sizi tanısaydım ancak bukadar sevebilirdim diye düşünüyorum...güzel paylaşımlarınızı tekrar okuyabilmek ümidiyle...
YanıtlaSilSevgili Merve Ayhan, işte blogun en çok da bu tür geri dönüşlerini seviyorum ve iyi ki iyi ki blog yaıyorum diyorum. Yoksa nasıl buluşacaktık...
YanıtlaSilLeylak Dalı ile olan ilişkimiz artık blog arkadaşı olmaktan çıktı... Artık ailece de görüşüyor, birbirimiizn yaşadığı şehirlerde kendi evlerimizdeymişcesine, evlerimizi açıyoru birbirimize...
teşekkür ediyor ve hoşgeldin diyorum...
hosbulduk ablacımmmmmm :)
YanıtlaSiliyiki varsınız...
ne kadar güzel paylaşımlar, emeğinize , keyfinize sağlık...
YanıtlaSilmerhaba sevgili lale,bir önceki yazınızdaydı sanırım..size ev tarhanası v.b gönderildiğini yazmıştınız...acaba dışarıya satış yapıyormu bu arkadaş?güvenilir bir tarhana ya ihtiyacım var...tşk ederim...iyi akşamlar diliyorum..sevgilerimle...
YanıtlaSilSevgili adsız, o kışlık malzemeler bana çekilişte çıkmıştı ama sonra o kadar istek oldu ki, arkadaşımız sanırım yetişebildiği kadar satışa sunmaya karar verdi...
YanıtlaSilzerrin@misssgibi.com adresine mail atarak bilgi alabilirsiniz.
Ayrıca facebook da missgibi sayfasına da bakmanızı öneririm.
Lale abla sizde okuduktan sonra Migros tan aldım ben de tarçınlı, güllü, vaniyalı çayı. Eşim tarafından pek rağbet görmedi ama ben ve gürcü bakıcımız çok sevdik.
YanıtlaSilNe güzel yerler anlatıyorsun hafta içi kaçıp gezmek lazım sanırım burayı, kalabalığa yakalanmamak için