Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Ağustos 2012 Salı

bir film bir kitap sonrası falan filan



Dün bir film izledim, adı;Daima Mutlu...İnadına, inadına mutlu olanların filmi...Herkesin hayata karşı duruşu başka... Kimi endişeli, kimi öfkeli, kimi alaycı kimi başkalarının felaketlerinden mutlu olarak bakar hayata...Polly , sıradan bir İngiliz vatandaşı günlük yaşam içinde karşılaştığı zorlukları aşma çabaları değişik. Hatta izlerken biraz gıcık olabilirsiniz bile. Bisikleti çalındığında- aaa vedalaşamamıştım bile der mi? insan... Çalana şöle sunturlu, en yakası açılmadık küfürleri savurmaz mı? belaları arka arkaya sıralamaz mı?...Ben şahsen öyle yapardım ...Film; 2009 yılında en iyi senaryo dalında Oscara aday gösterilmiş diyelim ve bu konuyu kapatalım.


Ev Erkeği bitti ama bu kitap hakkındaki düşüncelerimi Kitap Okuyan Kız'a yazdım. Okursanız sevinirim. Kitap umduğumdan da iyi çıktı. Bilindik bir konu dedim ama işleniş biçimi, bir dizi film, ya da bir sinema filmi olur bundan dedirtecek kadar güzeldi.

Bu sabah herkes uyurken, ben başka bir kitaba başladım ve yarıladım bile...Leylak Dalıcım'ın geçenki postasından çıktı... Bana her gelen postadan komşuda pişer bize de düşer hesabı kızlarda sebepleniyolar:)O gördüğünüz defter kapağı geçen yaz, Leylak'ımın İstanbul seyehatinde bir Fransız turistin bana attığı omuzun simgesi:)İstiklal cadesinde tam tramvaya binerken bana bir omuz atıp önüme geçip tramvaya binmişti ama, öbür taraftan da inmek zorunda kalmıştı:)Bizim Leylak bu defteri görünce ahanda Lale demiş, ben de görünce o günü hatırladım zaten.Bu arada laf karıştı:) başladığım kitap resimde de görüldüğü üzre ''BANGIR BANGIR FERDİ ÇALIYOR EVDE''...

Kitap okuma , film izleme koca ile Olimpiyat izleme dışında, kış hazırlıklarım var... Bugün türlü hazırladım mesela, biraz fasulye, bir kabak, bir havuç, domates ve sivri biberden oluşan torbalar hazırlayıp attım dondurucuya... Sıkışınca altına etli ve soğanlı Türk usulü harcımızı yapar, bir tane de patetes doğrar, en üste de bunu oturtur pişiririm sonra giderim okeye akşam eve gelince de yanına bi pilav bir de salata çektik mi al sana akşam yemeği...

Haydiii gittim ben

18 yorum:

  1. Film tam benim adamlıkmış. Walla bırak bisikleti, arabası calınsa hiç hayıflanmaz. Ardından da hiç konuşmaz, bu rahatlık bazen deli etse de beni idare ediyoruz artık: ))
    O değil de böylelerinin işleri genelde yolunda gider nedense.

    Kışlık hazırlıkları oruçlu iken olmuyor be Lale abla: )

    Ev erkeği ile ilgili yorumunu okumaya gidiyorum şindi.

    YanıtlaSil
  2. şimdi sen ne alaka deme ama.. ben mazhar olmak kitabına meraklandım diycem..

    polly bi ihtimal poliannanın kısaltılmış yirmibirinci yy versiyonudur der..

    sevgilerimi bırakırım şuracığa..
    atalet

    YanıtlaSil
  3. bütün bu sebzeler çiğden mi konulacak lale hanımcım.
    sevgi

    YanıtlaSil
  4. Sevgi Hanım
    Sadece fasulyeyi sıcak suda beklettim, sonra soğuk suya daldırdım. Bir nevi şoklama yani... Diğerleri çiğden... Pişirme sırasında çözülmesini beklemiyoruz, direk tencereye koyuyorum. Bir taraftan çözülüp bir taraftan pişiyorlar:)

    YanıtlaSil
  5. Kitabı ben de merak ediyorum Lale'cim, sanki çocukluğum, genç kızlığım falan varmış gibi içinde ...

    YanıtlaSil
  6. lale hanım merhaba,pişmiş bir yemeği dondurucıya atsak,lazım oluncada çıkarıp çözdürüp ısıtsak ve yesek olurmu acaba?hiç denemedim?mesela bezelye yemeği ya da ne bileyim kuru fasülye v.b..bazen çok yapıyoruzda yenmiyor ya hani....kolay gelsin..sevgilerr HÜLYA

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Hülya
    Ben yemeği pişirdiğimde baktım fazla olmuş, bir kaç kez masaya gelecek sürünecek hemen yani pişer pişmez ayırıp soğutuyorum. Sonra dondurucuya koyuyorum. Yani bir iki kez ısındıktan sonra, tazeliğini yitirdikten sonra değil. Mesela Ordu'ya giderken belki 10 çeşit yemek pişirdim ve dondurucuya koydum. Yalnız , çözülmesini beklemeden direk ısıtıyorum. Bunu yapabilmek içinde dondurucudaki yemeği bir akşam önceden alt kısma alıyorum.

    Umarım sorunuzu cevaplandırabilmişimdir.

    YanıtlaSil
  8. kitapta , filme yine iyi bir seçim.

    YanıtlaSil
  9. lala ablam film izlemeye degermi? oyle yorumsuz birakmak olmaz ama, ya amannn illaki izleyin yada hic izlemeyin vakit kaybi falan yazmiyor hic :))

    YanıtlaSil
  10. Ben de kaybolan çalınan şeylere çok üzülmem misal geçen senelerde laptopum çalındı yalan yok bir gram üzülmedim o tuhaflık var bende:) Defter ne ince bir düşünce,ikinizin aklına aynı şeyin gelebilmesi de. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  11. Sevgili A.H
    Bazı filmlerde özellikle yorumsuz kalıyorum.Mesela bu film, en iyi senaryo dalında Oscar adayıymış. Ama seyrederken zaman zaman hadi yaaa dediğim de oldu, beğendiğim sahneler de oldu. Benim ille de izleyin diyebileceğim bir film değildi açıkçası:)

    YanıtlaSil
  12. sevgili lale ilginize çok tşk ederim...harikasınız..iyi akşamlarr HÜLYA

    YanıtlaSil
  13. SEVGİLİ LALE ,şimdi aklıma geldi..yemeği bir alta derken dondurucudan çıkarıp,normal bölüme koyuyorsun değil mi?bir de diyelimki yemeği akşama pişirecem,sabah alt göze alsam olur mu?yoksa en az 24 saat önceden mi çıkarmalıyım?şimdiden teşekkürler:)))))

    YanıtlaSil
  14. Sevgili Hülya
    Evet kastettiğim buz dolabının normal soğutucu bölümü.
    Ben yemeği pişirirken ya da pişmiş yemeği ısıtmak isterken tamamen çözmüyorum. Hatta köfte yapar koyarım dondurucuya , tam çözülmeden kızartmaya başlarım.

    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  15. çok tşk ederim sevgili lale....harikasınnnn..sevgilerr HÜLYA

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))