Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

21 Ekim 2011 Cuma

köy evi

Hepimizin hiç de iyi zamanlar geçirmediği bu günlerde biliyorum, içimizden bir şeyler yazmak gelmedi...Yediklerimizden, içtiklerimizden, güneş açan havadan bile utandık, düğüm düğüm oldu boğazlarımız... Bu gün kuzenimin koyduğu resimleri görünce , yine buruldum. Belki bu da bir veda yazısı... 100 lerce yıllık anılara tanıklık eden bir eve...


Benim Annemin, Anneannemin, dedemin hatta onların bile annelerinin doğduğu evin pencereleri bunlar... Harmanı görür, verandaya bakar...Tarihi hakkında sonsuz rivayet var... Kuzen Evşen, her odasının duvarının resmini çekmiş, sanırım yavaş yavaş ömrünün son demlerinde... Ocağı bir set üstünde olduğu için Sabahnur teyzemin step yapıyoruz dediği, verandanın baş tarafında hep Anneannemin oturduğu koltuğu herkesin kapma yarışında olduğu, senede bir ay şenlense bile oralar otuz küsur torunun , onların çocuklarının dahi bin anısı olan ev, ne yapılırsa yapılsın Karadeniz'in o rutubetli havasına karşı verdiği mücadelenin sonlarına gelmekte...Duvarlarına aynı bizim Gamze ve Doğa gibi özgürce yazı yazabildiğin, hatta her gelenin içini dökebildiği ...(mesela burada Burcu üç yıl önce yazdığı yazının yanına üç yıl sonra not düşmüş,değişen hiçbir şey yok burada diye )))))
Hepsini alamadım buraya,çarpım tablosuna varana kadar var,hatta oyunlar oynanmış,kağıt yerine buraya yazılmış,sonuçlar:)

Üstünü değiştirmek istediğinde sandığı , sepeti açıp üstüne uyanı giyebildiğin, dışarı çıkıp avaz avaz bağırabildiğin bir ev burası... Sevdiklerinin bir zamanlar oynadıkları , fındık ağaçları altında evcilik kurdukları yerlerde artık ebedi uykularını uyudukları bahçelerin arasında kimsenin kalmadığı, el ayak çekildiğinde , ben buradayım hep buradayım der gibi duran bir ev...



ve hayat gerçekten de bir sufle gibi...kitap okuyan kız da

8 yorum:

  1. beni de götür.. şu an.. öyle sevecen.. duvarlarına bile toleransın işlediği.. bir yere gereksinim duyuyorum..

    atalet

    YanıtlaSil
  2. Öyle bir ev benim sık sık rüyalarımda. Gerçeği yok çünkü:(
    Keşke Lale' cim o ev hep ve aynan size kalabilse. Ben de o rüyayı görmekten hiç vaz geçmesem...

    YanıtlaSil
  3. Çocukluğum böyle bir evde geçti,bu yüzden köy evleri özlemimdir Lale'cim ...

    YanıtlaSil
  4. Ben çok yıllar sonra böyle bir eve kavuştum, tamda dediğin gibi karadenizin rutubetli havasında.
    Ama ne yazık ki çok gidemiyorum buram buram tarih kokan o eve. Her yaz işte oraya gitmeliyiz deyip de rotayı başka yöne çekiyoruz:(
    Sen hiç vazgeçme o evden Lalecim

    YanıtlaSil
  5. Duvar yazılarına bayıldım. Ne güzel bir ailesiniz ! Ama çok da hüzünlendim.Keşke yaşatılabilse bir şekilde bu evler...

    YanıtlaSil
  6. Babaannemin evinin böyle pencereleri vardı, ev duruyor gerçi ama babalar halalar sahip çıkamadı, satıldı. Bu tip pencereler önce çocukluğumun güzel kurabiye kokan evini hatırlatır, sonra artık bizim olmayışının hüznünü.

    YanıtlaSil
  7. her şey yok olup gidiyor hayatımızda,
    tıpkı evler gibi.
    lale hüznü çağrıştırdı bana bu resimler.
    en güzeli içinde yaşayanların ,o günlerin duygularını ve sevincini yaşamış olmaları.

    YanıtlaSil
  8. yine çocukluk günlerime gittim sayende. ne güzeldi anneannemin köy evi. ne anılarım var o evde :) belki bir gün blog yazısı olur kimbilir?

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))