Naziş yatağını falan bir güzel düzeltmiş, odanın penceresini açmış, içeriye mis gibi temiz hava dolmuş... iyi geldi.
Şimdi aportta bekliyorum, Babam çayı bir demlesin hemen bir çay kapıcam... önümüzdeki perşembe gidiyor... artık yaylalar, cenikler, deniz kıyıları, briç turnuvaları, klüpteki güveç partileri onu bekler... dolabına da külek külek tereyağlarını doldurur artık. Ben yokum ya oooh...
Binlerce dolar kazandığımı ve beni tebrik ettiğini söyleyen onlarca mail sildim yine... Güya filitre koymuştum , viagralılar gelemiyo ama bunlar bir yerden sızıyorlar mutlak.
Dün gece Kapalıçarşıyı izlerken uyumuşum, kitap okuyamadım...
Bu gün Cancan geliyor... Önce bir Koru sefası yaparız, gelince yemek yer, uyur... akşam üzeri sokağa çıkaracağım onu, yaşıtı bir kaç çocuk var onlarla top oynuyor. Ne oynamak ama koca bir basketbol topunu kapıp ba ba yani basket bol diyor, yerde saydırmaya çalışıyor. Babaaannesi kapıya bir pota takmış, karşısına da bir yuvarlak çizmiş. O yuvarlağın içine basıp öyle atıyor topu... Futbol ve Basketbola acaip meraklı. Ama hadi Ayşegülleri getir bana , okuyalım deyince de kitaplıktan getirip ilgiyle dinliyor. Tabi kitabı alıp da okumaya başlamıyorum. Aaaa bak Ayşegül'ün ne güzel atı var... ay burada Ayşegül düşmüş, bacağı uf olmuş, ağlıyor diyorum, O da cici cici diyor. Şimdilik okuma şeklimiz bu...
Günün programı ise şöyle;
program: Koru... eve döünüş...yemek... uyku... yemek... kitap okuma... bolca öpüşme, oynaşma... Ablaların gelişi... kudurma çok kudurma... sokağa inip top oynama... Annenin gelişi ve yüzümüze bile bakmadan koşa koşa başka gezmeler peşine düşme...
Ama ben gitme Caaan biz de kal deyince de baba baba demesini biliyo. Yani ev de babası varmış... üç kağıtçııı
Ama ben gitme Caaan biz de kal deyince de baba baba demesini biliyo. Yani ev de babası varmış... üç kağıtçııı
Babam çayı demledi galiba... gidip kapayım:))
düzenleme: Koru bile çok sıcaktı bu gün, Cancan koşturdu durdu ama baktık yüzü kızardı , aldık eve geldik... Markette rutinlerini tekrarladı , yürüyen merdiven... pastane kısmı... asansör tamam market demek bu demek. Eve gelince bir tabak yayla çorbasını ham ham diye diye yedi. Bir kaşık O^nun elinde bir kaşın benim elimde... sonra tumba yatak. Soydum sereserpe yatırdım. Ben de sanırım ya bir film izlerim ya kitabımı okurum...
Ah unuttum geldiğinde elinde kocaman demetler dolusu karanfiller vardı. Bana verdi kucağıma atladı.
Herkesin bir ismi vardı ev de. Naziş'e aba , Gamse'ye ağzıyla lololo yaparak ( çünkü bebekliğinden beri Gamse yüzünü yüzüne yaklaştırıp ona diliyle lolo gibi sesler çıkarıyordu , oh olsun adı öyle kaldı..) Kocama dede demeyi seçti. Bana hiç bir şey demiyordu ... sonra en güzel ismi bana sakladığı ortaya çıktı... İçiii içiii diye çağırıyor beni, yani canımın içi. Çünkü ben O'nu öyle seviyorum. Canımın içi içiiii diyerek. Eh bir atasözü daha doğrulanmış oldu. Ne verirsen elinle, o gelir seninle:)))
Çay iyi gelmiştir şimdi. Dışarısı şahane evde durmayın :)
YanıtlaSilSevgiler.
Lale Ablacım, keyfini çıkartın bugünün, dışarı çıkınca açılırsınız...babanız kışı sizde geçirdi, şimdi yaz için en güzel yere gidiyor, ne güzel..
YanıtlaSilCancanlı süper bir gün dilerim..öpüyorum dolu dolu...
Sevgili Lale,
YanıtlaSilBen de bu sıralar babamla tatlı hayat yaşıyorum. Baba kız geziyoruz, dolaşıyoruz, birlikte kahvemizi yudumluyoruz.
Cancan'ı öpüyorum. Sevgi ve selam herkese...
Yaaa ben babanızı kıskandım ben de oralara gitmek istiyorum.Uzun zaman önce uzun bir karedeniz turu yapmıştık halen aklımızda.Vallahi ben tereyağsız yemek yemem abi,çok şükür hiç bir zararını görmedim genetiğimizde var şimdi doktorlar da aynen yumurta gibi tereyağınıda aklıyorlar eee tabi bize de memleketten halis mulis yayla yağı geliyorda ondan.Gene cancanlı canlı bir gün demek keyfiniz bol olsun ikinizi de öpüyorum sevgiler
YanıtlaSilCancan'ın programını çok tuttum ben de siterim. Koru kısmını uzun tutalım. Çoook özledim :)
YanıtlaSilAnneler günü yazınızı tekrar okuorum
YanıtlaSilhüngür hüngür aglıorum.Yokk yaa olmaz
bole bısı valla teyzecım :DDD
Sevgılerrr