Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

28 Ağustos 2009 Cuma

El atına binen köy ortasında iner derdi , Annem. Yani kendinin olmayan bir eşya ile bir iş yapmaya kalkarsan, işin ortasında sahibi gelir alır, ortada kalırsın anlamında bir söz. Anneannem de başka bir türlü ifade ederdi bunu ama biraz müstehcen heheheh.

Neyse diyeceği,m o ki, bu yazıyı Naziş^in bilgisayarından yazıyorum, her an gelip bir bahaneyle geri isteyebilir:)) Sayfalarınızı takip ediyorum, ama bu bilgisayara alışamadım, o yüzden yorum yazamıyorum İnşallah kısasakısas yapmıyorsunuzdur))

Ramazan nasıl geçiyor valla bilmiyorum, Can'la akşama kadar alt alta üst üste boğuştuk dört gün üst üste. Dün balkonda burnumu az kaldı kapıyordu, karşı komşu bile aaa diye bağırdı. O derece yani.Bu gün gelmedi , fırsattan istifade ev kırklandı. Dört günde alıp başını gitmiş, her yer her yerdeydi.

Bu akşam İftardan sonra, bulaşıkları makineye yerleştirirken , bir taraftan da böğürtlenli pasta attırdım . Naziş'in arkadaşı Bursa dan frenk üzümü ve böğürtlen getirmişti. Ordu'da bizim bitişik komşunun bahçesi frenk üzümüyle doluydu. Komşu da anlı şanlı Deli Mehmet. Ben bu frenk üzümleri yenilecek kıvama gelince , bahçeyi mekan tutardım. bütün mahallenin tir tir titrediği Deli Mehmet^in bir özelliği de Anneannemden deli gibi korkmasıydı )). Beni görünc Ha senmiydin Lale, derdi o kadar.Ben bunları anlata anlata frenk üzümlerinin dibine darı ekdim. Ama böğürtleni bitiremedik. Kalanını da pasta yaparım dedim. Böğürtlene biraz şeker ilave ettim kaynattım. Diriliği gitmeden böğürtleni süzüp aldım. Suyuna bir tatlı kaşığı nişasta koyup jöle yaptım. Sonra pastaban ve vanilyalı puding ile bilindik pastayı yaptım. En üst katı kremayla kapladıktan sonra , önce bu jölemsi şeyle kapladım, sonrada böğürtlenleri üstüne dizdim. Görüntü süper, şu anda karşımda durmakta, tadını henüz bilmiyorum.Birazdann tertemiz kırklanmış evimde tv karşısında çayımızı içeceğiz onunla.

Giittim ben şimdilik.

10 yorum:

  1. canım yaa anneannenin o lafını biliyorum beeen :)
    evet seni özlüyoruz yorum yazmasanda sayfana geliyoruz birşey yok galiba hasta demeye başlamıştım neyse bil sayar hasta olsun sevgilerimi yolluyorum canım ahh belimmm.

    YanıtlaSil
  2. Ben de biliyorum o lafı, benim anneannem de söylerdi:) Şu pastayı da pek canım çekti. Ne diyeyim afiyet olsun...

    YanıtlaSil
  3. canım çekti yahuuu ramazan ramazan...

    YanıtlaSil
  4. kısasa kısas :)) yok canım daha neler hiç öyle huyum yoktur ;)valla ben de işten güçten pek fırsat bulamıyorum bazen çabucak okuyup kaçıyorum.Haftasonu da genelde evde yokum başkasının PC sinden ben de pek yazamam,alışkanlıklar işte :)en kısa zamanda PCne kavuşman dileğiyle :)sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. yok ya, ne kısası aşkolsun. Ben de zar zor oturuyorum bilgisayar başına.
    Frenk üzümünün adı bile ilgi çekici.:) Öptüm çok...

    YanıtlaSil
  6. kankiii
    seni özledim ama pc bozuk demiştin
    ben bu aralar hareketli günler yaşadım
    yeni oturabildim
    bir an önce pc yapılsın da sana kavuşalım
    pasta süper görünüyor yani anlattığın üzre
    ellerine sağlık ve afiyet olsun
    ramazan geleli benim pestilim çıkıyor sahur iftar
    daha davetlere başlamadım
    hadi hayırlısı
    öptüm seni

    YanıtlaSil
  7. Ablam ne güzel olmuştur şimdi o pasta...Tatilden geldim, kendimi de geldim en kısa zamanda yazımı da eklerim, iyi bak kendine hayırlı ramazanlar.

    YanıtlaSil
  8. Bayılıyorum sizin böyle kaşla göz arasında pasta ve yemek yapmanıza ben :))

    YanıtlaSil
  9. of muhteşem bir pasta olduğuna eminim, çok severim böğürtleni.
    bizimki saçlarımızı çekmeye başladı, sıkı sıkı tutuyor, elinden zor alıyoruz, buruna gelmedi henüz. Sevgiler

    YanıtlaSil

içinizden geldiği gibi yorumlayın ama unutmayın ki keser döner sap döner gün gelir hesap döner:))