Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

20 Ağustos 2013 Salı

Bella

Kızların  okulu açıldı daha doğrusu örtmengillerin seminer dönemi başladı ya, Allahıma şükürler olsun biz de normal hayatımıza döndük. Öğlen yemeği niyetine edilen sabah kahvaltıları kendini gerçek kahvaltı gibi kahvaltılara bıraktı...Benim de  kendi kendimle yaptığım sabah keyifleri başladı...Umarım okumazlar bu satırları... Ay bi de arıyolar arada bir- ne yapıyorsun diye,fink atıyorum evde diyemiyorum tabiatıyla...Acıklı acıklı napiiim çocuuummm, iş yapıyorum,yemek yapıyorum falan diyorum:)

Bugün  kendime saray usulü kahvaltı hazırladım:)) Kahvaltı sonrasını da kişisel bakımıma ayırdım hehe,saçlarım kesildi ,boyandı...Kuaförümden semtten haberleri de aldım geldim. Sonra yine kendime bir sandviç hazırladım.Yattım yuvarlandım...Ama bunlar bugüne mahsustu,yarından itibaren hummalı bir biçimde çalışmam gerekiyor...Hani küçük bir tatil demiştim ya,o tatile bir tek ben gittiğim ve geride bir kızılderili kabilesi kaldığı için her boş bulduğum yere yiyecek bir şeyler tıkıştırmam gerek:)Yemekler pişecek dondurulacak.Onları dondurucudan, bir gece önceden budolabına alacaklar ve ertesi akşam eve geldiklerinde ısıtıp yiyecekler...


Dün çok hoş bir olay oldu.Kocamla ''Üsküdar Çarşı'' da işimiz vardı...İşimiz bitince,çayhanelerin olduğu meydana gidelim,hurma ağacının altında çay içelim mi dedi,koca?...E hayde gidelim dedim...Yöresel pazardan geçerken ,oradaki gözlemeciye uğradım,şöle 15-20  gözleme yaptırayım,dondurucuya atayım dedim. Valla dondurucudan çıkarın,ısıtın aynen sacdan yeni alınmış kadar taze  oluyor. Neyse ,ben gözlemeci kadınla konuşurken orada da oturmuş iki hanımdan biri -Lale Hanım ,dedi...Ben de  şaşkın şaşkın efendim dedim...Blog sayfamı okuyan  bir  okurummuş... Nasıl hoşumuza gitti ,ikimizin de...Biraz sohbet ettik,ayaküstü... Bir kaç kez oldu bu tür karşılaşmalar. Blog yazmanın en hoş taraflarından biri de böyle güzel  geri dönüşler almak...Mürşide Hanım ile bir daha karşılaşır mıyız bilemem ?. Ama kendisini hiç unutmayacağımdan emin olsun...

Vee gidiyorum ama şu hanımı da tanımanızı istiyorum...Adı Bella Eşkinazi... Bir Türk Yahudisi...Orhan Veli şu şiirini onun için yazmış... 



Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;

Entarisi sıyrılmış, hafiften;

Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;

Bir eliyle de göğsünü tutmuş.

İçinde kötülüğü yok, biliyorum;

Yok, benim de yok ama…

Olmaz ki!

Böyle de yatılmaz ki!


 ^^^^^^^^^^^^^^^^

 Bella  Eşkinazi tam üç yıl Hasanoğlan Köy Enstitüsünde üç yabancı dilin dersini vermiş. Yeter ki orada olayım,ücret bile talep etmem demiş. Ama üç yıl sonra müdür değişince ,görevinden azledilmiş...Şimdi seksenli yaşlarındaymış ve hiç bir diziyi kaçırmıyormuş...

Hayde gideyim şimdi iyi olsun akşamınız...