Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Nisan 2010 Çarşamba

Sabahın içinden...

Bu günde kalktık şükürler olsun, kızlar işlerine gitti. Ben de biraz Mehmet Öz izledim, fazla sağlıklı geldi... yeşil çayımı yaptım, biraz bilgisayara tünedim... kalktım kendime earl gray çay demledim. Gamse ile benden kalanı sevmez ... bi de otlu omlet yaptım kendime; maydonoz ve dereotlu bir yumurtalı , azcık karabiberli. Bir damla yağda alt üst çevirdim. Bi de film koydum; Pandoranın Kutusunu. Artık sabahları film seansları yapıyorum. Filmi beğendim. Ama şimdi sonunu açık bırakmak moda ya, kadın'anane' dağa gitti , geri gelmedi tamam orayı anladık, torun nooldu, anasının babasının yanına dönüp mutlu mutlu yaşadılar mı? bohem dayı elektrik borcunu ödedi mi?, teyze sevgiliyle ne durumda... Ben kafamdan oğlanı eve postaladım, okuluna döndürdüm. Karı kocanın ilişkilerini bi güzel düzelttim. Teyzeyi hayırsız sevgiliden ayrılmışken bi daha barıştırmadım. O'na daha janti bi sevgili buldum. Bohem takılan Dayıyı da evini barkını topladım, ev de ne varsa dışarı attım. Bi işe soktum, iş yerinden de düzgün bir sevgili buldum O'na . Aha işte filmi de ben tamamladım, insana bu iyiliği babası bile yapmıyo bu devirde.

Bu kadar uzun bir girişten sonra , yağmurlu bir hava olduğunu , cumartesiye kadar süreceğini ve planlarınız ona göre yapın önerisinide verip gideyim evimi barkımı toplayayım...

düzenleme- yağmurlu havada yapılacak en iyi şey, aynı mahallede oturduğun görümceye çaya gitmektir. Peki ben ne yaptım,tabiki ; tahmin ettiğinizi.