Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

1 Ekim 2014 Çarşamba

Ben bugün

Nasıl yorgunum anlatamam sana canımın taaa içi okuyucu... Günlerdir haldur huldur gezerken ev de almış başını gitmiş meğer... Onu kendine getirdim bugün...

Önce sabah sanki hiç işim yokmuş gibi davrandım. Aheste aheste yeşil çayımı demledim,blogdur, maildir, facedir, twitterdir,maildir gezindim. Sonra gerçek bir kahvaltı hazırladım kendime, çayımı demledim, kayısı yumurtamı haşladım o kadar yani... Kahvaltımı ederken filmimi izledim. Hatta iki tane motif ördüm :)Hugh Grant'ın bir filmiydi... Duyguluydu, komikti, romantikti e Hugh efendi de yakışıklıydı daha ne olsun :)

İşte bunları yapıp bitirdiğimde saat de 10 olmuştu... Burdan sonrası tufan dedim.Bir hışım kalktım. Önce kıyı köşe, dip köşe temizlik, ara ara makineye çamaşır atma,asma ve kuruyanı katlama... Sonra akşam yemeği için karnı yarık ve domatesli makarna yapma, bir kahve bir çay molası  ve şu anda saat tam 18.18.. Yeni oturdum.Artık ölem ben  o vaziyetteyim...


Neyseki dün nasıl da kayifli bir gündü... Ataletim canım benim ile Ecem benim Ecem benimin evine konuk olduk... Bize kendi elleriyle yaptığı tarhana çorbasından pişirdi, şapşahane midye börek yapmıştı... Ataletim ise  bir elmalı kek yapmıştı ki neredeyse hepsini bitirecektim...





Sonra  yayıldık kanepelere elişi yaptık, sohbet ettik. Ecem bana motif yapmayı öğretti ve ben de battaniye örmeye başladım.

 Yeni hobim babaanne motifleriyle battaniye örmek... Yeni hobim ve yeni kitabım aşağıda görülmekte :)

 





Ha çamaşır katlarken de şu İran filmini  yarısına kadar izledim. Anlayın artık ne kadar çok çamaşır olduğunu...Ah zavallı ben :)
Samira Makhmalbaf (Mohsen Makhmalbaf‘ın kızı) bu ilk filmi henüz 18 yaşında iken çekmiş; İngiliz Film Eleştirmenleri Ödülü, Buenos Aries Uluslararası Film Festivali’nde iki ödül, Locarno Uluslararası Film Festivali FIPRESCI Ödülü, Münih Film Festivali Özel Ödülü, Thessaloniki Film Festivali Özel Ödülü’nü kazanmıştır

Anneleri kör olduğu için hiç evden dışarı çıkarılmayan ikiz kız çocukların, komşuların ihbarıyla sosyal hizmetler tarafından evden alınması ama sonra anne babanın banyo yaptıracakları ve daha iyi bakacaklarına söz vermesi üzerine anne babaya geri verilmesine kadar geldim.Sanırım ancak yarın devam edebilirim. Film belgesel havasında...