Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Ocak 2010 Salı

geciken yılbaşı partisi



Nasıl muhteşem bir gece oldu anlatamam. Bol kahkahalı bol sohbetli, uzun upuzun bir gece oldu. Zeya'nında dediği gibi, kola ile başlayıp, çayla devam edip , şarapla bitirdim geceyi:)))

Ev sahibimiz zeya idi. Üç yıldır geleneksel hale getirdiğimiz partimiz bu yıl , Ebru^!nun İzmir'den geç gelmesi nedeniyle dün akşama kaldı. Hediyeli, kitap değiş tokuşlu anlatılmaz bir gece oldu. Sohbetin nerelere gittiğine biz bile şaşırdık:))))Ve Ebrunun artık İstanbul'a yerleşmesi gerektiğine bir kez daha karar verdik... Hatta planlarını bile yaptık.

Zuz ile biz ikinci kez hediyeleştik. O hengamede eksik kalmayalım dedik heheheh. Böylece ben de Zuz dan ikinci kez yeni yıl hediyesi aldım:)))

Tabii gelenek değişmedi , yine yemekleri yiyip bitirip , dağıttıktan sonra resim çekmek aklımıza geldi.Zeyanın masası süperdi. Kalanlarla bu akşam bir grup daha misafir ağırlayabilir hatta...Kısaca yedik ...içtik... çokca güldük. Gecenin starı Ebru'ydu.

Geceyi saat ikide noktaladık. Ebru'yu göndermedik, Zuz'a geldik. Nalan ertesi sabah için programı olduğu için yola devam etti. Biz üçümüz bir saat daha oturup öyle yattık... geceye doyamadık.

Sabahta güzel , uzun bir kahvaltı yaptık ... Ebru'yu uğurladık.

Berfu ile Zuz beni eve bıraktılar sonra...Eve bir geldim , son aramada görümcemin telefonu. Geri döndüm... Hadi gel bizde toplandık okey oynayacağız dedi. Hemen tavuğu attım ocağa, ben giyinirken pişti. E gelince suyuna çorba...suyuna pilav, yanına da kızarmış tavuk salata ee daha ne olsun her gün böyle olsun.

Ama herkes beni çok özlemiş. Elli kez aradılar, geldinmii??, geldinmiii??? diye. İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım...