Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

7 Şubat 2009 Cumartesi

yazasım geldi :))

Ben anladım ki , benim kızların ikisinin aynı anda evde olması olmuyor. İkisinden ayrı ses çıkıyor. Ev de bir hareket bir hareker. Sürekli bir yere gidenler, bir yerlerden gelenler, anne ne yiyeceğiz diye sormalar.Sürekli çalan telefonlar. Geç kalktıkları için geç yatmalar. Bunun sonucunda sabaha kadar ev de bir med-cezir olayı. Yok anam yok, tek tek gelsinler. Enerjimi tükettiler valla.

Ben şimdi pazartesinden itibaran kendi özel programıma yeniden başlıyorum. Sahneler beni çağırıyor.

Geçen gün evde oturuyordum , çocukluk arkadaşım ,Ayşegül aradı. - Ne yapıyosun Lalem dedi.- Evde oturuyorum dedim. Gel o zaman beraber beraber oturalım dedi. Aynı anda çıktım evden. Ay ne güzel oturduk. Babası gelmiş Ordu'dan. Canım Nihat Amca ya. Kıs sen ne kadar büyümüşün dedi. Galiba kilomdan bahsetti heheheheh. Sen beni sokakta görsen tanırmıydın dedi. Tabi tanırdım dedim.- Ben seni tanımazdım dedi. Nihat Amcanın lakabı, Kont Nihat'tır. Nedeni de kont gibi giyinmesinde. Kazak , gömlek yakalarının içine bağladığı fuları, koluna taktığı bastonu ve fotr şapkasıyla tanınırdı. Bir başka kont özelliği de hayat boyu hiç çalışmadan kira gelirleriyle yaşamasıdır. Ayşegüllerin evleri, eski Ordu evlerindendir. Ordu resimlerinde hep görünen büyük sarı evdir. Çok da güzel bir bahçesi vardı. Bahçede bahar dalları. Annem çok severdi. Behice teyze de açınca hemen anneme bir dal getirir vazoya koyardı.

Akşam üzeri Ayşegül de benimle çıktı. İskeleye kadar yürüdük hava çok güzeldi. Yolda yürürken Yere Batan Sarnıcındaki görevlileri nasıl zarladığını anlattı bana. Ne yaptınız buralara demiş, hep suyunu çektirmişsiniz özelliği gitmiş. Şartmı buraya şu masaları koymak gelsin millet eskisi gibi görsün gezsin gitsin, şartmıdır her yerde ille de yemek içmek. Ama bunu bi anlatışı var , ben yolda gülmekten ölüyorum. Şöle dedim Lalem , böle dedim Lalem.

Önümüzdeki hafta full programımız var onunla. Programcıbaşı benim heheheheh.

Bu sıralarda geceleri Saba Tümerle Bu Geceyi izliyorum. Konuk seçimi güzel, programda güzel akıyor , kendi de pek eğleniyor. Ohh kakakarakikiri bi program oluyor. Dün akşam Pakize Suda konuktu, pek severim. Bazen harbi olcam diye cozutur ama olsun, o kadar kusur kadı kızında da olur.

Birde Kenan Işık'ın Dünya Bir Oyun Sahnesi adlı bir programı var. Sanat ağırlıklı sohbet programlarını seviyorsanız kaçırmayın. Dün akşam Haluk Bilginer konuktu.
Bu akşam yeni bir kitaba başlıyorum Adı Anlatmasam Olmazdı. Yazarı Bensiyon Pinto. Tam bu sırada okunması iyi olacak.Türkiye de dini azınlık olarak yaşamayı anlatıyor.

Çok pahalı bir özelliktir

Azınlıkta kalmak

Tek tek hepsi gözetildi,

Satırların arasında

Yaşadığımız ülkeyi sevmek gerekir

Cesur olmak gerekir, böyle anlatıyor kitabını Bensiyon Pinto

şimdi size resim mesim de koyucam ama bu bilgisayara bi haller oldu , hiç bir şeyi açmayıp beni gıcık ediyor. Hadi gidim ben, gelir bi ara eklerim kitap resmini

not.Gördüğünüz gibi, napıldı edildi resim kondu