Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

9 Ocak 2010 Cumartesi

ANNELER VE KIZLARI GÜNÜSÜ










Bu gün Anneler ve Kızları günü yaptık yine. Kızlar taa ortaokuldan beri arkadaş, Anneler se bu gün yeni tanıştı. Ne büyük kayıp dedik neden daha önce tanışmamışız ama telafi edeceğiz bundan sonra.



Kızlar Nazlı ve Neslihan,anneler Nurten ve Lale. Önce kızlar buluşacaktı , sonra bizde katılıverdik. Tahtakalenin, Mısır Çarşısının, Kapalı Çarşının altını üstüne getirdik. Bi sürü şallar, atkılar, eldivenler, bereler, çoraplar ve ıvır zıvırlar aldık. Her yere girdik çıktık.

Üsküdarda buluşup motorla karşıya geçtik. Ben Kabataş'a geçtiğim için çoğunlukla , bu hat bana hep uzun gelir. Ama bu kez karşılıklı sohbet ede ede geçerken vaktin nasıl geçtiğini anlamadım. Bir de salepçi başımızda , ay ne güzel salep , keşke param olsa da ben de içsem diyerek çok özendirdi bizi ama içmedik yine de :)))

Biz anneler biraz küresel ısınma eşiğinde olduğumuz için, paltoları çıkardık biraz açılıp saçıldık:)))
Hava kapalı ama çok sıcaktı. Nazlı yirmi derece olduğunu söyledi.

Mısır Çarşısında kendimizden geçtik. O baharat kokuları, lokumlar, macunlar , o renk cümbüşü bizi bizden aldı. Mısır Çarşısında her zaman bir ürün ön plana çıkar. Her yerde o ön plana çıkar. Geçen gittiğimizde avakadosundan, ananasaına, kivisine kadar kurutulmuş meyvalar vardı, Dışları badem, fıstık kaplı macunlar vardı. Dilim dilim kesilip satılıyordu. Bu kez de aşk çayı ön palana çıkmıştı. Her yerde aşk çayı da aşk çayı. Satıcı enişte yeniden aşık olacak sana dedi. İçinde gülyaprakları, yasemin çiçekleri, minik çilekler, portakal , limon kabukları , papatyalar ve daha bilmediğim bilumum çiçekler ve meyve kuruları var. Bu akşam Kavak Yelleri izlerken tadacağız.

Nazlı bir dükkana girerken önünde satıcıyı görmemiş, birden çok korkunca adam- o kadar da korkunç birimiyim dedi. O dükkan da zirve yaptık. Çoğu alış verişi oradan yaptık. Nazlı nepal bere ve eldiven alınca , hangi kışta takacaksın onu dedik. Gerçektende bu yıl kar yüzü görmeyecekmiyiz acaba??. Neslihan ve Annesi de çok güzel bir şal aldılar.

Hava kararıp artık göz gözü görmez olunca geri dönüşe geçtik. Yine alt geçit, nefret ederim Türkiyedeki alt geçit kültüründen. Neyse mecburen geçtik tabi. Üsküdar'a attık kendimizi.

En kısa zamanda yeniden görüşmek dileğiyle ayrıldık Neslihan ve Annesi Nurten Hanım^dan...
Evimize gelince de akşam yemeği , aldıklarımızı gösterme faslı. Şimdi Kavak yelleri başladı gidiyorum...