Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Nisan 2008 Cumartesi

gezmeler tozmalar, pişenler taşanlar


Gezme modundan henüz çıkabilmiş değilim:))). Dün Anadolu Hisarındaydım arkadaşlarla. Boğaza karşı bir yemek yiyelim dedik. Valla iyi etmişiz pek bi güzel oldu. Sonra deniz kıyısına indik çaylarımız içtik. Ama dönüş yolunda yedik trafiği yedik trafiği al sana İstanbul dedik. Hani demiş ya Cahit Sıtkı Tarancı '' Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden! ''. Bizim ki o hesap, Her şeyinle kabulümsümn İstanbul. Yeter ki hep yıldızların altında ol, Atilla İlhanın dediği gibi. Ay ay bakın ben nelerde biliyomuşummm.

Artık korsanım da çıktığına göre ben oldum arkadaşlar. Gördünüz dimi baş ucu kitaplarım ve arkadaş listem bile aynıyla tornistan.

Bu günlerde bizim ev de ne pişti yazmamı istyen arkadaşlar için çilekli muhallebi ve Zuz'un meeeeşur tavuğunun tarifini koyuyorum. Muhallebi resmini yemek sitelerine özendim fiyakalı bi resim hazırladım size. Sizin yüzünüzden kocama maskara oluyorum be yaw. Ben böyle antin kuntin işlerle uğraşırken pek gülüyo hallerime. Aslında bakmayın memnundur o benim bu hallerimden aman oyalansın, canı sıkılmasın. Canı sıkılırsa örgütler kurası örgüler öresi gelir diyodur içinden. Muhallebinn altındaki kırmızı lale servis örtüsü. Keçeden yapılmış ve çocukla çocuk için konmuştur. Resim ise benim ilkokula başladığım gün annemle Ordu Foto Gürsoy da çekildi. Annem o gün için saçlarını Diba Kuaförde yaptırdı. Üstünde dedemin Amerika dan getirdiği testi resimli, ipek bluz var. Boru mu? sülalenin ilk torunu , ailenin ilk çocuğu okula başlıyor. Sanki dün gibi. Denizatı ise Cunda hatırası.



muhallebi tarifi: bu pazarda ne kadar çilek varsa almaya kalkmanın sonucu , çilek maskeleri , kompostoları(henüz reçellik çilekler çıkmadı). Sıra çilek çorbası ve çilekli pilav, ya da çilekli patates oturtma yapmaya sıra geldiğinde kocanın can havliyle çilekli muhallebi diye bağırması sonucu yapılmıştır.

Malzeme- 1 kg süt, 1 sb. şeker, vanilya, kakao, istediğiniz kadar çilek. , 2 çorba kaşığı pirinç unu, 1 çorba kaşığı nişasta. Kakao ve çilekler hariç kalan malzeme ile muhallebi pişirin. Kaseleri yarıya kadar pişirdiğiniz muhallebi ile doldurun. Üstüne çilekleri koyun. Tencerede kalan muhallebiye, kakaoyu koyun, bir çorba kaşığıda şeker ekleyin, azıcıkta süt ilave edip çırpıcıyla karıştırın. Kaselerin üstünü bu karışımla tamamlayın yine çilekle süsleyin üstüne nane yaprağıyla da biraz aksiyon katın tamamdır.

Zuz un meeeeşur tavuğu- Kuşbaşı tavuk, mısır unu, soya sosu, ve tereyağı malzemelerimiz. Tavukların üstüne soya sosunu boca edin. Adeta yüzssün içinde. Aman ha tuz koymayın. Çünkü soya sosu biliyosunuz ki zaten doğuştan fanatik , ay tuzlu. Hatta akşamdan bile sosa koyabilirsiniz. Pişireceğiniz zaman tavuğu sosun içinde bolca mısır unlayın. Sonra tereyağda kavurun. Başından ayrılıp ay bi tv ye bakim, tel çaldı falan demeyin . Hemen yanabilir. İşte budur. Yalnız bu pişirme işlemini masaya otururken yapmalısınız.

Bu gün de yine arkadaşlarla toplandık. Nilgüne gittik. Nilgün bizi hem ağırladı hemde kendi yaptığı yaka iğnelerinden hediye etti. Hem de kızlara da börek çörek kurabiye göndereyim diye koca bir azık torbası hazırlamıştı bana. Böyle misafirliğe can kurban. Fotoğraf makinesini Naziş alıp gitmeseydi resmini de koyacaktım. Ama mutlaka koyarım merak etmeyin.

Bu gün şairlerden gittim ya, Akşam, yine akşam, yine akşam, Bir sırma kemerdir suya baksam deyip Ahmet Haşimi de anıp yazıya son vereyim. Hepinize iyi bir hafta sonu diledim gittim.