Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

19 Mart 2014 Çarşamba

Saçlarını dağıtırsın,rüzgarlarla yarışırsın:)

Aşağıdaki yazımı okuyanlar bugünkü programımı biliyordu zaten. Aynen o yazımda  ne dediysem aynını yaptım.
Dizliğimi taktım. Yumşak yumşak dizimi yormadan yormadan  yürüdüm.İstikamet, Kız Kulesi karşısındaki deniz taraçaları. Uzattım bacaklarımı Kız Kulesine, daha arkada Galata Kulesine karşı kah kitabımı okudum,çayımı içtim,kitabımı okudum kah resim çekip ''facebook'' daki arkadaşlarımı tahrik ettim:)Buranın sevdiğim taraflarından biri de eski 45 likleri çalmasıdır.

(
 (önümüzde dalıp batıp çıkan karabatak da resimde çıkmış)

Yalnız size tavsiyem kesinlikle ama kesinlikle hafta içi gelmenizdir. hafta sonu yakınlarından bile geçmeyin.Bir de şimdi tam zamanı. Havalar biraz fazla ısınınca güneş rahatsız ediyor.Bugün bile saat iki buçuktan sonra başlarımız baya ısındı.

Eve gelince ,oradaki çaylar keser mi beni hemen çayımı koydum. Bu ara son çayıma limon dilimi atıyorum. Şimdiki modam da bu:)


Çayımı içerken bir iki Edgar Alan Poe hikayesi okudum. E bugün filmsiz biter  mi?.Çoktan ötelediğim bir film vardı  Hadi onu izleyeyim dedim. Film bol ödüllü, güzel bir film ama anam babam  ne şansız oğlandı. Hırsızlığa çıktı,ay akşamdan doğdu. Ağustos ayında denize girdi,balta kesmez buz oldu. Kara bastı iz oldu, eller duydu,söz oldu...
7.0 ımdb puanlı bi dünya ödüllü film size...




Akşam yemeğimiz vardı yanına Foça'nın çekme makarnasından yaptım. Ben bir yerde okuyup da, kıs Petek ne kıs bu çekme makarna. Nası çekiyolar yane diye sorunca; Petek'im de al bak nasıl oluyo demiş ve bana göndermiş. Değişik bir şey, yani bildiğimiz makarna gibi değil. Petek kendine de almış, pişirmiş pek sevmemiş. Ben internetten araştırdım,bi kaç tarif buldum ona göre pişirdim. Önce makarnayı tereyağda kavurdum, içine bir et bulyon koydum(tarif öyleydi).Suyunu çektire çektire pişirdim. Anaaa yoksa ondan mı çekme makarna deniyo ki?... Petek'in pişirdiğinin tadı nasıldı bilemem ama benimkinin tadı mısır ekmeğine benziyodu:)Sanırım tam buğday unuyla yapılmış olduğu içindi.Üzerine peynir serptim ,yedik. Teşekkür ederiz Petek'im. 


Ben dışardayken gündem biraz ağır geçmiş, meclis falan karışmış. Sabırla bekliyorum ya sabıııır şu seçimler bitseydi.

Ne ka ekmek O ka köfte

Gününüz aydın olsun blog ahalisi ve de okuyucuları...Hava güzel, defterimi, kalemimi, kitabımı,tabletimi, telefonumu ve dahi fotoğraf makinemi aldım ,çıkıyorum. Dizim istediği kadar mazarat çıkarabilir çok da tın...
Bugün 13. gün ona verdiğim süre çoktan doldu da 3 gün de uzatmalara oynadık.

Bekle simitçi, en kızarmış simiti bana ayır, yunuslar geçecekseniz beni bekleyin, çaycı çayım duble olsun.Martılar fazla cayırdamayın,  Kalk kız sen de , orası benim yerim ben hep oraya otururum.

O kada,bu kada şu kada