Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

2 Haziran 2012 Cumartesi

cumartesi notları, film , kitap v.s v.s

Bu sabah kahvaltımı yaparken, Japon sinemasından bir film izledim...Bebekler...DOLLS, Eleştirmenler tarafından en güzel aşk filmi olduğu söylenmiş. Şiirsel bir dili var zaten. İç içe geçmiş üç hikayeden oluşuyor.Filmi izlerken hatırladım, filmden bazı parçalar, klip yapılmış müziği eşliğinde internette baya bi gezinmişti. Konusu kısaca, kelimeleri ve mantığı kaybedecek kadar kırılan kalpleri ve bu kalpleri tamir etmek uğruna feda edilen hayatları anlatıyo...

Filmim biterken Mehmet mesaj gönderdi, kalktıysan kahvaltıya gel diye. Gamse, dün akşam doyamayıp onlarla gitmişti zaten. Kahvaltımı çoktan yaptım , siz başlayın ben çaya gelirim dedim. Görümcelerimi de bir kaç gündür görememiştim zaten. Gittim, diğer bir görümcem de geldi, birlikte bir iki saat oturup, sohbet ettik ve eve geri döndüm. Çünkü; Naziş'in okuluna yıl sonu gösterisini izlemeye ve havuz başı mangal partisine davetliydik.Gamse ve Naziş aynı okulda öğretmenler ama kampüsleri farklı.Neyse gidince ilk önce mangal olayına girdik, sonra gösteri başladı.Çocuklar heyecanlı, veliler onlardan heycanlı. Nazlı'ya senin de mi? velilerin geldi diye takıldılar...Türkiye'nin en önemli kurumlarından birinin Başkanı ve tv de ki bir yarışmanın ünlü sunucusu, kızınıza ailece tapıyoruz hanfendi dediler:))Ay pek gururlandık...Naziş'in sınıfının adı Timsahlar. Kafkas oyununda çok başarılıydılar. Gözlerim doldu... Kafkasları aştıkta geldik, engin denizleri aştıkta geldik derlerken ; öğretmenlerinin annesinin, babaannesinin aynen o yolları aşıpta geldiğini nereden bileceklerdi...
Gösteriler bitipte herkes dağılınca öğretmenler kendilerini böyle minderlere attılar:)

Bu akşam Survivor akşamı...

Kitapta biraz yavaş gidiyorum farkındayım ama akşamları birden sızıyorum nedense...Kitap hakkında şimdilik bir şey söyleyemiyorum. Okuyanlar var, okumak isteyenler var. Kalınlığından korkanlara söyeleyyim ki, çok rahat okunan bir kitap. Ben henüz 300 sayfa okudum...Murakami'nin sıkça yaptığı gibi birbirinden bağımsız hikayelerle ilerliyoruz. Nasıl akıl almaz bir yerde çakışacak kimbilir.

İşte böle böle