Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

11 Şubat 2012 Cumartesi

Cumartesi cumartesi

Çok keyifli bir cumartesi günü geçirdik. Zeya ile bu ay içinde iki kez program yaptık ikisinde de kar yağdı...Bizim programlar da genelde akşam programı olduğu için çıkamadık.Bu gün Gamse ile Bağdat caddesine gidelim dedik. Caddeye gelince , dur bi Zeya'yı arayayım, bu saatler iş çıkışına denk gelebilir dedim ve aradım.Ben caddedeyim dedim, neredesin dedi... Şu an da Boyner'e doğru yürüyorum dedim ... Ben de Boyner'in köşeden dönüyorum dedi:)) hoop birbirimizi gördük ve güpgüzel bir gün oldu.

Zamane Kahvesinde yemeklerimiz yedik. Üstüne anne usulü sütlü kahveler, demleme çaylar içildi...gülüş gülüş sohbetler edildi. Sonra D&R da kitap saatleri yapıldı. Bir kitap alıcam, ismine bayıldım dedim hahhah ben dün aldım bile dedi. Leylak Hanım da sözünü etmişti dün. Kitabın adı, kapağı çok cezbedici , hemen karıştırdım orada yazım dili de çok hoşuma gitti ben severim bu kitabı derken, bir kaç kişinin elinde de görünce kitabın yolu açık dedim.Çikolatalı krep ve çay...İkisine de kim bayılmaz

Kitapçı çıkışı, Gamse bizden iki saatliğine ayrıldı. Biz bir kaç dükkan dolaştık, burunlarımızın ucu donunca hadi çay çay dedik. Hatta öyle bir yer bulalım ki çaylar boşalınca , sormadan doldurulsun dedik. Saat beş çeyreğe kadar çaylı sohbetimizi yaptık, ara öğün saatimiz gelince kepek ekmekli, beyaz peynirli, domatesli tostlarımızı yedik. Sonra da Gamse ile buluşma yerimize gittik. Zeya ile evinin market alışverişini yaparken; acaba dedim bundan altı yıl önce benim o boza yazıma ilk yorumu yazarken bir gün birlikte evinin market alışverişini bile yapabileceğimiz aklına gelirmiydi.

Gamse ile buluşunca vedalaştık soğuktan evlerimize koşa koşa geldik.Geldiğimizde zavallı Naziş'im yorgun argın seminerden dönmüş, uyuyordu, kızaran köftelerin kokusuna uyandı... Ne güzel kokuyooo diye geldi. E var mı? Anne köftesi gibi... Dün akşam arkadaşıyla çikolata yapıyoruz diye pek havalıydı ama:))

Bu gece Keşanlı Ali Destanı ve Yahşi Cazibe gecesi.Bu konuda iki yandan çekiştiriliyorum , kapanın elinde kalıyorum:)) Erkek tarafı Keşanlı Ali takılıyor biz Yahşi Cazibe... Reklam aralarında çay kahve molalarında görüşüyoruz.