Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

8 Haziran 2012 Cuma

perşembe geldi de gitti bile


Fasa fiso bi gündü.

Kendime bir kazan yeşil çay yaptım. İki saat izlemek için film seçtim. Bir Ürdün filmi izleyecektim ama dvd alt yazılı çıkınca bıraktım niye derseniz etli yaprak sarma yaparken bir tarftan da alt yazı okumaya çalışmak biraz zor olurdu.Sonunda ''Sekizinci Gün'' de karar kıldım.Hayatta film izlemeden yaprak sarma yapmam, ütü yapmam. Çünkü ikisi de başladıktan sonra pişman olduğum şeylerdir.Yaprak sarma yapmaya okuduğum bir öykü neden oldu. Haşa, öykünün özü ile ilgisi yok ama aklıma getirdi işte...Öykü;Aslı Eti'ye ait.Öykünün adı; ''Karaliçelere layık etli yaprak sarma''. E bizim evde elini sallasan kraliçeye çarparsın zaten. Öyküyü merak ederseniz işte buradan okuyuvettirin.

Filme dönersek, Down sendromlu bir gencin, bir satış gurusu sayılabilecek bir adamceyizi yerden yere vuruşunu, toplumun Down sendromlu birine yaklaşımı işlenmiş. Ben filmi çok beğendim. Ama bu tür filmler için sözylediğim bir söz vardır. Sinemaya bakış açınız, boş zamanınızı öldürmekse size tavsiye etmem.Kitap ve sinema benim için başka başka pencerelerden dünyaya bakmaktır. Bir başkasının görüş açısından nasıl görünür mesela dünya...

Eveet filmi izledik, sarmalar sarıldı , pişti, yanına nohutlu pilav da konduruldu. Fatmagül tıslaya tıslaya izlendi. Tıss sesi kocamdan geldi. Ne Fatmagülmüş, kaç senedir bitemedi diyo. Ona göre 10 sene falan sürmüş:)

E hadi ben azcık da kitabımı okuyayım...Zeya beni sıkıştırıyo hadi bitir de konuşalım diye:) Kendi bir çırpıda bitirip gözlerini kıpkırmızı etmiş, kitap okuyan kızda da benden önce yazmış:)