Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

28 Mart 2011 Pazartesi

Dün akşam motorda gelirken İlmiyem aradı. Yarın benimle doktora gelirmisin dedi. Aaa nası bi soru , tabiki de gelirim dedim. İlmiyem'i eski arkadaşlar hatırlar. Çok önemli bir ameliyat geçirmişti. Hatta doktoru ; bizi kitaplara geçirdin demişti. Ameliyat olalı beş yıl oldu. Bu günlerde kendini rahatsız hissetmiş. Bu gün saat iki buçukda buluştuk . Acıbadem Hastanesine gittik. Ameliyatını da orada olmuştu zaten.Daha önce İlmiyem'de tanıştığım Sema da geldi buluşma yerine. Üçümüz birlikte gittik. Doktorun yanına ben de girdim. Çok iyi , bence problem yok, ama bi emar alalım dedi. Moralimiz iyi hastaneden çıktık.Hadi deniz kıyısı bir yere gidelim yemek yiyelim dedik. Ama o arada İlmiyem'i Koşuyolunda bir tıp merkezine bırakıp biz tüm koşuyolu ara sokaklarında araba ile fır döndük. Amanın hayatta girmeyeceğim sokaklardan defalarca geçtik:)).

Deniz kıyısı deniz kıyısı dedik ya, hadi şöyle Kız Kulesi falan görelim Üsküdar sahiline gidelim dedik. Tam Kız Kulesinin karşısına çok güzel bir restoran açılmış. Filizler Köfetcisi adı. Adı köfteci ama biraz şaşalı bir köfteci:)) Dışarda oturduk. Aldık Kız Kulesini karşımıza yedik içtik , kendimizden geçtik. Saçlarımızı rüzgarda savurduk. Akşam ettik. Akşam olunca telefonlar zır zır etmeye başladı. Ben rahattım çünkü Gamse bu kez şarj aletimi okula götürmüş beni telefonsuz değil ama şarjsız bırakmıştı. Gerçi İlmiyemin telefonundan ulaşıp işlerini gördüler:)
Hastaneden aldığımız iyi haberden sonra eve geldiğimde bir iyi haberde beni evde bekliyordu. benim dün alamadığım festival biletini Zeya almış, mesaj bırakmıştı. Haruki Murakami^nin tek aşk romanı olan İmkansızın Şarkısının filmine gidebiliyorum yani.

Şimdi akşam vakti ... Herkese iyi akşamlar olsun...