Lalenin Bahçesi

Bir kırmızı Lale işte.
Kitap okumayı, sohbeti, sinemayı, İstanbul'u ille de Üsküdar'ı sever. Olmazsa olmazları ailesi, Zuz, Cancan ve denizdir.
Çok şiir okumaz ama okursa Atilla İLHAN ve Orhan VELİ okur. Paylaşmazsa görmüş gibi okumuş gibi hissetmez kendini...

29 Ağustos 2013 Perşembe

İşte geldin burdayım:))

Uzun  zaman  olmuş yazmayali. Bu araya küçük bir Cunda tatili sigdi...Bu arada açiklamaliyim ki bu yaziyi tablette yaziyorum. Bu'' i '' lerin nedeni o((

Cunda tatili  çok ónceden planlanmiş,sabirsizlikla beklenmekteydi...Zeya-Ece-Magissa-Timsal Hanim-Elçin ve benim liseden sinif arkadaşim Nermin ile  şen Cunda geceleri ve günleri geçirdik...Uzun upuzun kahvaltilar,denizden taşan keyifler ve Cunda sokaklarina kurulan , gece yarilarina kadar süren sohbetlerle dolu 4 gün geçirdik.Bir gün Badavut'a gittik onun dişindaki tüm zamanimizi Cunda'da geçirdik.Ve Cunda Adali Pansiyonun mavi kapisi,Zuz'un elleriyle hazirladiği kaahvaltilarin tadi damagimizda tatili noktaladik.
 Zuz'un yani Cunda Adali Pansiyonun meşhur kahvaltısı... Ben resimden bir şey anlamadım,gözlerimle göreyim hatta Zuz kendisi anlatsın derseniz,Kanaltürk de geçtiğimiz pazar yayınlanan programı buradan izleyin...Çekim biz gitmeden önce yapılmıştı ama biz oradayken yayınlanınca hep birlikte izlemek de ayrıca çok keyifli oldu...Buraya bi TIK
 Zeya,Lale Abla,al bir lokmada okursun dedi ve gerçekten de hap gibi yuttum. Bir arkadaşlık hikayesi...Beğendim ben de..Bu yazın tatil kitabı oldu...
 Badavut...Sarımsaklı tarafında bir yer...Badavut;Rumcada ,saklı yer anlamındaymış. Gerçekten de saklı bir cennet gibi...Denizi biraz serin ama çok güzel...



Resimde gördüğünüz yer Beyaz Balina...Bu masaları gördüğünüz yerde gündüz güneşlendik...Akşama doğru da masalar konuyor...Görünen masa bizim masamız...Gündüzden balığımızı ayırttık...Koskocaman bir sinaritti...İlk kez yedim ve lezzetini beğendim.

Arkadaşlar,ne sizlerle denizde yüzmeye,ne arabaya doluşa doluşa  binmeye ne kapi onünde içtiğimiz kahvelere,ne kapişa kapişa yediğimiz mezelere,kaldirdiğimiz kadehlere.sóylediğimiz şarkilara doyamadim.Bir sonraki seyehatimizi sabirsizlikla bekliyorum.

Tatil keyifliydi ama yolculuklarimiz da ayni oranda keyifliydi...Terminalde adlarimiz 10 kez anons edildikten sonra otobüsümüze ancak teşrif edebilmemizden tutun da daha biner binmez yerimize bile oturamadan ellerimize tutuşturulan dondurma kaselerine kadar nice gülünç şey yaşadik...


Şimdi İstanbul'dayız...Ben gelir gelmez ayağımın tozuyla ''Ana Sınıfı Kampanyamız'' a ön ayak olan Ahmet Öğretmen ile bir akşam yemeği yedim,Kadıköy'de...Kampayamıza  destek veren Çiğdem,kızı Elif ve Gamsegamse'de vardı yemekte...

Bugün temizlik ve yemek ile geçti...Bilgisayar bile açamadım doğru dürüst,Zeya aradı hatta -Lale Abla sosyal medyada göremedim deni bugün dedi:)) Neyse artık işim de bitti  tüm sosyal platformlara hızlı bir giriş yaptım... Efsane geri döndü,anlayacağınız:)))